CIA’in En Acımasız İşkencelerini Gerçekleştirdiği 10 Gizli Hapishane
İncirlik üssü CIA’ın işkence istasyonu çıktı!
CIA’ın ‘Kara bölge’ olarak bilinen sorgu merkezlerinin bulunduğu iddia edilen ülkeleri ve tutsakların nakillerinde, topraklarında duraklamalarına izin verildiği öne sürülen ülkelerle ilgili yeni bir harita yayınlandı. Türkiye bu haritada istasyon ülkeler arasında gösteriliyor. İşkence yapılan ülkelerin haritası ise 2006’da ortaya çıkmıştı.
ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) 11 Eylül sonrası terör şüphelilerine uyguladığı işkence içeren gözaltı ve sorgulama tekniklerine dair belgeler dünyada çok büyük yankı uyandırdı. Her bir satırı işkence ve kötü muamele ifadeleriyle dolu olan 6 bin sayfalık raporun 528 sayfalık özeti çok sayıda ülkeyi de “işkence suçuna” ortak ediyor.
CIA’in En Acımasız İşkencelerini Gerçekleştirdiği 10 Gizli Hapishane
Amerikan Merkezî İstihbarat Teşkilatı, yani kısa adıyla CIA, pek çok araştırma raporuna göre dünyanın dört bir yanında gizli hapishanelere sahip bir birim. Üstelik bu hapishanelerdeki mahkumlar, insanlık dışı muamelelere maruz kalırken hiçbir yasal savunma hakkını da kullanamamakta. CIA’in “gelişmiş sorgulama teknikleri” ismini verdiği sistemin uygulandığı bu hapishanelerde, mahkumlar su işkencesine ve elektrik şokuna maruz kalıyor, uykudan mahrum bırakılıyor, aşağılanıyor ve dövülüyor… Yani kısacası onların gelişmiş sorgulama tekniğinden anladıkları basitçe insanlara işkence etmek. İşte bu acımasız işkencelerin uygulandığı, belki de dünyanın en tehlikeli 10 noktası.
1. Kartal Kampı (Bosna-Hersek)
2005 yılında, Nihad Karsic ve Almin Harbeus adlı iki Bosnalı adam, devlet televizyonu BHTV’ye yaptıkları açıklamada, Kartal Kampı’nda gördükleri işkenceleri tüm çıplaklığıyla ortaya serdi. Bu iki adam da terörist oldukları şüphesiyle alıkoyulduklarını ve uzun süre bu kampta tutulduklarını ifade etti. Kampta tutuldukları süre boyunca askerler tarafından dövüldüklerini ve sivil giyimli Amerikalı ajanlar tarafından sorguya çekildiklerini belirten Karsic ve Harbeus, bir süre sonra salındıklarını ve bu olayı kimseye anlatmamaları için kendilerine 500’er Amerikan doları verildiğini ifade ettiler. BBC’nin 2006 tarihli haberine göre, CIA bu merkeze başka ülkelerde yakaladığı pek çok suçluyu sorgulama amacıyla getiriyor ve ağır işkencelerden geçiriyor.
2. The Salt Pit (Afganistan)
Afganistan’ın başkenti Kâbil’in kuzeyinde yer alan eski bir tuğla fabrikası olan bina, 2002 yılında CIA tarafından satın alınır ve hapishaneye dönüştürülür. 2012 yılında The Daily Beast, bu askerî merkezi CIA’in sadistçe uygulamalar yürüttüğü bir zindan olarak nitelendirir. Çünkü bu merkez, bugüne kadar pek çok ölümün yaşandığı noktalardan bir tanesidir. Örneğin 20 Kasım 2002’de Gul Rahman isimli şahıs, soyulup dövüldükten sonra soğuk bir gecede yere zincirlenerek ölüme terk edilir. Ancak sonrasında açılan davada tek bir CIA ajanı bile Rahman’ın ölümünden dolayı suçlu bulunmaz. Hatta yaşanan bu olayın 5 ay sonrasında, Rahman’ı zincire vuran ajanlardan bir tanesi “işindeki istikrar ve başarı”dan ötürü $2,500 ile ödüllendirilir.
3. Stare Kiejkuty (Polonya)
Polonya’nın kuzeydoğusunda yer alan Stare Kiejkuty askeri üssü, kimsenin yaklaşmasına izin verilmeyen bir bölge ve 2. Cihan Harbi sırasında Nazi karakolu olarak kullanılmış bir mekanı içinde bulunduruyor. 1970’li yıllarda Polonya istihbaratı tarafından kullanılan bu alan, haritalarda tatil köyü olarak tanıtılıyor. 2008 yılında BBC’ye konuşan Polonyalı yetkililere göre bölge, CIA’in en azılı suçluları tuttuğu bir askerî merkez olma özelliğini taşımakta. BBC’nin haberine göre 11 Eylül saldırılarının sözde mimarı Khalid Sheikh Mohammed’in sorgulaması da yine bu merkezde gerçekleştirilmiş. 2014 yılında ise, eski Polonya cumhurbaşkanı Alexander Kwasniewski, görevde olduğu 1995-2005 yılları arasında ABD ile anlaşma yaptığını ve CIA’in Polonya’da gizli merkezler kurmasına izin verdiğini belirtti.
4. Ashland Gemisi
2008 yılında The Guardian gazetesinde yayımlanan habere göre Amerikan devleti, kendilerine ait gizli hapishanelerde ve dünyayı turlayan gemilerde toplam 26,000 suçlunun tutulduğunu itiraf etmiş. Raporlara göre 17 adet Amerikan savaş gemisi de CIA tarafından işkence merkezi olarak kullanılıyormuş. Bu gemilerden bir tanesi de Ashland adını taşıyor. Ashland, 500 Amerikan askerine ev sahipliği yapan bir gemi ve dünya genelinde pek çok adam kaçırma ve işkence eylemiyle ilişkisi olduğu düşünülüyor.
5. Antaviliai (Litvanya)
Sıra geldi Litvanya’nın başkenti Vilnius’a 16 kilometre uzaklıkta yer alan Antaviliai köyündeki gizemli binicilik okuluna. Washington Post’un haberine göre köyde yer alan binicilik okulu 2004 yılında CIA tarafından Afganistan’da yakalanan El-Kaide mensuplarının sorgulanması için bir hapishaneye dönüştürülmüş. Köy halkının iddiasına göre Amerikalı müteahhitler okulun bulunduğu arsanın etrafını kazarak, binanın altına bir sorgulama merkezi inşa etmişler. 2009 yılında ise ABC News’a konuşan ve ismini vermek istemeyen eski bir CIA ajanı, bu merkezin yıllardır işler durumda olduğunu ve sekiz şüpheli teröriste ev sahipliği yaptığını açıkladı. Bunun üzerine merkez Litvanya devletine satıldı ve bugün devlet güvenlik merkezi olarak kullanılıyor.
6. Lemonnier Kampı (Cibuti)
Doğu Afrika’da bulunan küçük bir ülke olan Cibuti, “terörist”lerin yoğun olarak bulunduğu Somali ve Yemen’e olan yakınlığı sebebiyle Amerikan ordusu için stratejik önemi büyük olan bir nokta. Cibuti’de bulunan Ambouli Uluslararası Havalimanı, Lemonnier Kampı isimli Amerikan donanma üssüne ev sahipliği yapıyor. 2014 yılında Al Jazeera America’nın yaptığı habere göre ise, bu üs aynı zamanda CIA’in mahkumları sorguladığı ve insanlık dışı işkenceler yaptığı bir merkez. Haberde yer alan daha ilginç bir detay ise, başkan Obama’nın 2009 yılında CIA’e ait tüm gizli merkezlerin kapatılmasına dair aldığı karara rağmen Lemonnier Kampı’nda 2012 yılına kadar bu işkencelerin devam etmiş olması.
7. Green Sorgulama Merkezi (Tayland)
Tayland devleti her ne kadar topraklarında CIA’e ait tek bir merkezin bile bulunmadığını iddia ediyor olsa da, bugüne kadar ortaya çıkan pek çok rapor, ülkede Green Sorgulama Merkezi isimli gizemli bir merkezin varlığına işaret ediyor. Merkezin gizemli olarak nitelendirilmesinin sebebi ise yerinin tam olarak bilinmiyor olması… 2009 yılında The Guardian gazetesinin yazdığına göre Tayland’da terör suçluları ile yapılan röportajların kamera ile kaydedildiğini ve bu 92 adet kasetin daha sonra imha edildiğini kabul eden CIA ajanları mevcut. Gazete ayrıca bu gizemli merkezin, CIA’in gelişmiş sorgulama teknikleri üzerinde deneyler yaptığı merkez olduğunu da belirtiyor. CIA’in bu merkezde işkence tekniklerini geliştirmek için kobay faresi olarak kullandığı isimlerden bir tanesi 2002 yılında Pakistan’da yakalanan Suudi vatandaşı Abu Zubaydah. İddialara göre mahkum, bu merkezde uzun süre boyunca yoğun su işkencesine maruz bırakılmış.
8. Mihail Kogalniceanu Havalimanı (Romanya)
Romanya’nın Dobruca Bölgesi’nde yer alan Mihail Kogalniceanu Havalimanı, Romanya devletinin iddiasına göre CIA tarafından tutuklanan mahkumlar için yalnızca bir transfer noktası olarak kullanılmakta. Yani devletin iddiasına göre havalimanında hiçbir şekilde alıkoyma ya da sorgulama gibi işlemler yürütülmüyor. Bununla beraber, 2008 yılında USA Today isimli haber ajansına konuşan ve ismini vermek istemeyen bir Romanya devlet yetkilisi, havalimanında bulunan üç farklı askerî binaya yalnızca Amerikan ajanlarının girmesine izin verildiğini belirtti ve 2010 yılında Der Spiegel, aralarında Iraklı ve Afgan mahkumların bulunduğu 23 kişilik bir grubun Mihail Kogalniceanu Havalimanı’nda tutulduğunu yazdı. Bu merkeze dair kanıtlar henüz bunlarla sınıtlı olsa da, havalimanında bir şeyder döndüğü çok açık…
9. Temara Sorgulama Merkezi (Fas)
Temara Sorgulama Merkezi, Fas’ın başkenti Rabat’a 14 kilometre uzaklıkta, bir ormanın içinde yer almaktadır ve bu tesis, Fas devletine ait bir askerî birim olan DST tarafından idare edilmektedir. 2003 yılında Fas, Birleşmiş Milletler’e ait bir komite tarafından denetlenir ve önceki yıllara göre insan hakları konusunda epey yol katettiği düşünülen ülkede, işkence sayılarının da oldukça artış gösterdiği tespit edilir. Bunun üzerine 2004 yılında Uluslararası Af Örgütü, DST’nin mahkumları acımasız işkence yöntemleriyle cezalandırdığını ve bu olayların çoğunun da Temara’da yaşandığını iddia eder. Örgütün hazırladığı rapora göre bu merkezdeki askeri görevliler, mahkumları dövüyor, aşağılıyor, elektrikli sandalyelerde idam ediyor, yakıyor ve su işkencesine maruz bırakıyordur. “E peki bunun CIA ile ne ilgisi var kardeşim?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. 2010 yılında Associated Press isimli Amerikan haber ajansı, Amerikalı pek çok devlet adamının, merkezin Fas devleti tarafından yönetildiğini fakat CIA tarafından finanse edildiğini itiraf ettiğini bildirdi. Fas devleti ise bugün hala böyle bir tesisin varlığını yalanlıyor.
10. Diego Garcia Adası (Hint Okyanusu)
Diego Garcia, Hint Okyanusu’nda, Hindistan’ın 1,600 metre güneyinde ve Tanzanya’nın 3,200 kilometre doğusunda yer alan bir mercan adası. 60’lı ve 70’li yıllarda Birleşik Krallık, Amerika’nın askeri üs kurma talebi üzerine adanın yerlilerini Afrika’nın çeşitli ülkelerine sürgün eder ve bölgeye “Thunder Cove Kampı” isimli askeri üssü inşa eder. Varlığı uzun süre boyunca reddedilen bu kamp, ilk olarak Amerikan dışişleri bakanı Colin Powell’ın danışmanı Lawrence Wilkerson tarafından bir röportaj sırasında itiraf edilir. Wilkerson’ın ifadesine göre kamp, terör suçlularının uzun zamandır “özel sorgulamalar” yapılması amacıyla götürüldükleri askerî bir üstür ve etkinliğini özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra artırmıştır.