Clara Zetkin
Fransız burjuva devriminin etkisiyle serbest burjuva eğitim alarak büyüdü ve ilk gençlik çağından itibaren sosyalizm düşüncesine sempati duymaya başladı. Leipzig’de burjuva kadın hakları savunucularının yönettiği bir öğretmen okuluna devam etti. Onun önerisiyle 8 Mart “Emekçi Kadınların Mücadele Günü” olarak kabul edildi. Zetkin, 1933 yılında hayata gözlerini yumdu. Clara Zetkin, okul yıllarında sosyal demokratların toplantılarını izliyordu. Bu dönem, ülkesini siyasi nedenlerle terk etmek zorunda kalan Rus göçmeni, Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) üyesi Ossip Zetkin’le tanıştı.
Clara Zetkin, 1878’de, sosyalistlerin ağır takibata uğradığı “sosyalistler yasası” döneminde Almanya’yı terk ederek önce Paris’e, daha sonra 1882’de Zürih’e gitti. Zetkin, Rus göçmen gruplarıyla ilişki halindeydi, SPD’nin illegal parti aygıtında çalışıyor ve illegal parti basınının dağıtımını yönetiyordu.
Clara Zetkin, Zürih’de 6 ay kaldıktan sonra, Paris’e Ossip Zetkin’in yanına gitti. Orada büyük yoksulluk içinde yaşıyorlardı. Zetkin, Almanca kursları vererek ve çeviri yaparak geçimlerini sağlamaya çalışıyordu. Evrakları eksik olduğundan ve Clara’nın Alman vatandaşlığını kaybetmemesi için resmen evli değillerdi, ancak o Zetkin soyadını kullanıyordu.
1883 ve 1885’de iki oğlu, Maksim ve Kostya dünyaya geldi. Yaşam koşulları daha da kötüleşmişti. Kostya’nın doğumunun ikinci ayında bir sabah bütün eşyalarına el konularak evden atıldılar. Fransa’daki göçmenlik yıllarında sosyal yaşama ve Fransız işçi hareketine katılıyorlardı. Clara çok iyi Fransızca konuşuyor, ayrıca İngilizce ve İtalyanca öğreniyordu. Ve tüm mücadelelere aktif bir biçimde katılıyordu. Bu dönemde K. Marx’ın kızı Laura Lafargue ve Küba asıllı Fransız sosyalist Paul Lafargue ile yakın dostlukları vardı. Clara ve Laura, biri Almanya’da diğeri İngiltere’de büyümüş iki komünist kadın, enternasyonalist bir ruhla Fransız işçi semtlerinde ajitasyon çalışması yürütüyordu.
Clara’nın özel ilgi ve angajmanı siyasete yöneldiği ilk günlerden itibaren emekçi kadınların konumlarıyla ilgili oldu. Bu dönem Bebel’in ünlü kitabı “Kadın ve Sosyalizm” büyük ilgi görüyor ve emekçi kadınlara yönelik toplantılar yapılıyordu. Clara bu toplantıları kaçırmıyor ancak dinleyicilik rolüyle yetiniyordu, çünkü topluluk önünde konuşmaktan çok çekiniyordu. Clara’nın emekçi kadınların konumuyla ilgili söyleyecek sözünün çok olduğunu bilen eşi ve çalışma arkadaşları onu cesaretlendirmeye çalışıyorlardı. Clara, konuşmacı olarak katıldığı Leipzig’deki ilk toplantıda, heyecandan ne söyleyeceğini şaşırmıştı. Bu toplantıda, kitle önündeki ilk konuşmasında bir yerde takılıp kaldığını ve sözünün devamını getiremediğini anlatıyordu:
“Masayla birlikte havaya uçacakmışım hissine kapıldım.
Yoldaşlar, şefkatle bana fark etmez diyor, konuşmama devam etmem için beni yüreklendirmeye çalışıyorlardı. Sonunda kendimi toparladım ve konuşmamı sonuna kadar götürdüm.” (Luise Dornemann, Clara Zetkin, Yaşamı ve Mücadelesi, sayfa 69, Almanca)
Zetkin’in çocukları küçük yaştan itibaren yoldaşları yanında büyüyordu. Çocuklarla yakından ilgilenenlerden biri, yaşlı bir komün savaşçısıydı. 1886’da Clara Zetkin’in kocası ağır bir hastalığa yakalandı ve iki yıl felçli bir yaşam sürdürdü. Bu yıllarda Zetkin, hem para kazanmak ve hem de kocasına ve çocuklarına bakmak zorundaydı. Kocasının adını kullanarak yazarlığa başladı. Bu dönem yazar kadın pek yoktu. Kadınlara siyasi toplantılar, siyasi çalışma ve parti çalışması genelde yasaktı. 1889’da Ossip Zetkin öldü. Bu esnada Clara 32, çocukları 6 ile 4 yaşlarındaydı.
1889’da II. Enternasyonal’in Kuruluş Kongre’sine katıldı. Burada tercüme görevlerini üstlendi. Ayrıca kadın sorununa ilişkin programatik nitelikte bir konuşma yaptı. Krupskaya, bu konuşmanın Rus delegeler üzerinde çok etkili olduğunu ve Bolşeviklerin kadın çalışmasında dürtücü bir rol oynadığını yazıyor. 1889’un sonunda Clara Zetkin, iş nedeniyle İsviçre’ye gitti. Ancak burada sadece 6 ay kaldı, çünkü aldığı para geçimine yetmiyordu. Böylece Almanya’ya ailesinin yanına döndü. Bu arada verem hastalığına yakalandı ve 1 yıl çocuklarıyla birlikte bir sanatoryumda kaldı.
Bir kadın için iş bulmak, o günkü dönemde oldukça zordu, hatta sosyal demokrat partide dahi. Clara Zetkin iş bulmak için bıkmadan çaba gösterdi. Sonunda Dietz Verlag adlı yayınevi ona çeviri işi verdi ve daha sonra da, 1891’de SPD’nin kadın gazetesi “Gleichheit”ı (Eşitlik) çıkarma imkanı tanındı. 14 günlük gazete olarak çıkan “Gleichheit” yayın hayatını tam 25 yıl sürdürdü. Başlangıçta Clara Zetkin, gazeteyi tek başına çıkarıyordu. Sekreterlik, redaktörlük, yazarlık, gazetenin mizanpajı… her şey ondan soruluyordu.
Anneleriyle birlikte oradan oraya taşınan çocuklar epey zorluk çekiyorlardı. Almanca, Fransızca, İngilizce ve Rusça karışımı bir dil konuşuyorlardı. Özellikle Fransız düşmanlığının yoğun olduğu Almanya’da okulda diğer öğrenciler tarafından itilip-kakılıyorlardı. Annelerinin “kızıl” olarak tanınması da bunda rol oynuyordu. Annelerinin davalarına sahip çıkıyor, kendilerini devrimci olarak görüyorlardı. Clara Zetkin, Almanya’da proleter kadın hareketinin öncülüğünü yapıyordu. 1897’de Parti Denetim Kurulu’na seçildi. Parti çalışmasına aktif olarak katılıyor, grevleri ziyaret ediyor ve toplantılar düzenliyordu. Yılda 300 toplantı düzenlediği oluyordu. Clara çocuklarını bazen yanında götürüyor, bazen de tanıdıklarına bırakıyordu.Clara Zetkin, 1900 yılında SPD’nin ilk kadın konferansının yapılmasına öncülük etti. Bu konferansta kadın çalışmasında ağırlığın proleter kadınlara ve işletmelere kaydırılması düşüncesi ön plana çıktı.
Clara Zetkin ile kendisinden 16 yaş küçük Rosa Luxemburg’un dostluğu 1898 yılındaki Stuttgart Parti Kongresi’ndeki tanışmayla başlar. Bu kongrede Bernstein revizyonizmine karşı mücadele belirleyici olmuştur. Rosa, teorik-siyasi alanda yetenekli, önder nitelikte biriydi. Bu iki kadın önder Hannover’deki parti kongresinde oportünist-revizyonistlerin saldırılarının hedefi olmuşlardı. 1903’te Crimmschauer Weber fabrikasındaki grevin sosyal demokratlar tarafından satılması üzerine Zetkin “Gleichheit” sayfaları üzerinden ateş püskürdü. Bernstein revizyonizmine karşı mücadelede Clara Zetkin bir dizi eski dostunu kaybetti. Bernstein ve Emma Ihrer vb. karşı kampta, revizyonist kampta saf tutmuşlardı.
Clara Zetkin, 1897’de kendisinden yaşça oldukça küçük sosyal demokrat bir ressamla ikinci evliliğini yaptı. 1918’de ikinci evliliği bozuldu. 1905 yılında Rusya’daki devrimi ilk selamlayanlardan biri Clara Zetkin’di. İlk eşi Ossip Zetkin dönemindeki ilişkilerle başlayan Rusya’ya yakınlığı hayatı boyunca sürdü. 1905-1907 yıllarında ağır bir hastalığa yakalandı. Buna rağmen, 1907 yılında Uluslararası Kadınlar Konferansı’na katıldı ve konferansı yönetti. 1910’da II. Enternasyonal döneminde, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart “Emekçi Kadınların Mücadele Günü” olarak kabul edildi.
1914’de I. Emperyalist Dünya Savaşı başladı. Savaş karşıtı tutumuyla Clara Zetkin polisçe sürekli izlendi, evi basıldı, çeşitli baskılara maruz kaldı. Temmuz 1915’de tutuklandı ve Ekim’e kadar hapis yattı. 58 yaşındaki Clara Zetkin’in sağlık durumu iyi değildi. Clara Zetkin tanınmış bir kişi olduğundan, sağ sosyal demokratlar da serbest bırakılması için baskı yaptılar. Sonuçta kefaletle serbest kaldı. Bu dönemde Almanya Sosyal Demokrat Partisi derin bir ayrılık yaşıyordu. Sol sosyal demokratlar (Liebknecht, Luxemburg, Mehring) Spartaküs grubunu kurmuşlardı. Zetkin, hastalık nedeniyle grubun kuruluş kongresine katılamadı. Spartaküs grubu öncelikle Berlin’de etkindi. Zetkin ise bu dönem Stutgart’ta yalnızdı. Partinin bölünmesi onu oldukça sarsmıştı. Bu arada her iki oğlu askere alınmıştı.
Clara Zetkin, 1915’de Bern’de yapılan Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda sosyal demokrasiyle kesin ayrılığı savunan Bolşeviklerin tersine uzlaşmacı bir tavır takındı. Bunun üzerine İnes Armand ve Lenin tarafından eleştirildi. 1917’de Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi (USDP) kuruldu. Zetkin, başlangıçta USDP’ye girip girmeme konusunda tereddüt etti. O, Enternasyonal grubundaydı. 29 Haziran’da “Gleichheit” (Eşitlik) dergisinden ayrıldı ve “Leipzig Halk Gazetesi”nin kadın sayfalarını üstlendi. Ekim 1917’de Rusya’da devrim patlak verdiğinde hiç tereddütsüz devrimi selamladı. Bolşevik devrimin tarihsel rolünü ve önemini kavramıştı.
1918’de Almanya Komünist Partisi (KPD) kuruldu. Zetkin’e USDP saflarında kalması salık verilmişti, ancak Zetkin 1919 Mart’ndaki Parti Kongresi’nde USDP’den ayrıldı. 1919 yılında, KPD’nin önderleri Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht hunharca katledildi. Ossip Zetkin’den sonra Rosa ve Karl’ın ölümleri, Clara Zetkin için çok ağır bir darbe oldu. 1919 yazında bütün gücünü toplayarak KPD’nin inşa çalışmasına girdi. “Komünist Kadın” dergisini çıkardı.
Zetkin sürekli ölüm tehdidi altındaydı. O dönemdeki koşuşturmasını şu satırlar dile getiriyordu:
“Cuma günü yeniden parlamento ve akşam Esslingen’de KP(D)’nin büyük bir toplantısına katıldım. Salt bunlar için toplam 5 saatlik yol yürüdüm. Cumartesi yeniden parlamentoya ve değişiklik olarak akşam bir konferansa katıldım. Bu konferansta buradaki işçilerin de kafasını karıştıran Steinerci ‘üçlülük’ teorisiyle (Clara Zetkin Antroposofiyi kastediyor – yazarın notu-) boğuşmak zorunda kaldım.” (Luise Dornemann , Clara Zetkin, Yaşamı ve Mücadelesi, Sayfa 361)
1919 yılında Clara Zetkin oldukça hastaydı ve bu nedenle planlananın tersine Berlin’e gidemedi. Ama biraz iyileştiğinde, derhal seyahate başladı. Bu arada merkezi yayın organında çalışmakta ve kadın gazetesi çıkarmaktaydı. Dahası, legal parlamenter mücadelenin de içindeydi ve Baden-Württenberg eyalet meclisinin üyesiydi.
Ulusal meclis seçimlerine katılıp katılınmayacağı KPD’de de başından beri tartışmalıydı. Clara, parti kongresinin aldığı seçimlere katılmayı reddetme kararına son derece kızdı. O, parlamentoyu, kitlelere ulaşmanın bir aracı olarak kabul ediyor ve “kitlelere konuşabilmek için gerektiğinde pislik yığınının üstüne çıkarım” (age, sayfa 367) diyerek görüşünü savunuyordu.
Clara Zetkin, 1920’de Reichstag’a seçildi. Paul Levi ile birlikte mecliste KPD’yi temsil ediyordu. 1920’de birinci Rusya gezisini gerçekleştirdi, Lenin ve Krupskaya ile görüştü. Aralık 1920’de düzenlenen KPD’nin kadınlar konferansında Rusya gezisi hakkında rapor verdi. Clara Zetkin’in “Kadınlar arasında komünist çalışmanın yönergeleri”ni kaleme alması bu döneme rastlar.
Clara Zetkin, Mart eylemlerinin değerlendirilmesi, Komünist Enternasyonal’in orta yolcu Serrati’ye karşı uzlaşmaz tavrını onaylamaması noktalarında ortaya çıkan görüş ayrılıkları nedeniyle 1921 Şubatında KPD’nin Merkez Komitesi’nden istifa eder. Bu dönem KPD’nin 300 bin üyesi vardır. Bu günlerde Prusya’da seçimler yapılır ve KPD 1 milyon oy kazanır.
Clara Zetkin, istifasından sonra mücadelesinde oldukça yalnız kaldı, kendisiyle birlikte istifa eden diğer dört yoldaşı farklı bir çizgide ilerledi. Levi tam bir oportünist oldu. Zetkin, 1921’de Komünist Enternasyonal’in 3. Dünya Kongresi’ne katılır. Lenin, istifasından dolayı onu şiddetli bir şekilde eleştirir. Görüş ayrılıklarının odaklandığı nokta Bolşevik Partilerin örgütsel inşası ve demokratik merkeziyetçilik sorunlarıdır.
1921 Ekim’inde Clara Zetkin İtalyan Sosyalist Partisi’nin kongresine katılmak üzere gizlice İtalya’ya geçti. Bu kongrede sekter kanada karşı 3. Enternasyonal’in çizgisinin savunuculuğunu yaptı. Sınırı illegal olarak geçtiği bu gezi oldukça tehlikeli ve yorucuydu. Clara Zetkin, ilerlemiş yaşına rağmen bütün zorluklara göğüs geriyordu. Gece yarısı tarlalardan ve bataklıklardan geçmek, tel örgüleri ve hendekleri aşmak zorundaydı:
“Islak çoraplarıma ve çizmelerime rağmen, sınırı aştıktan sonra bir Alman treninde yer almak oldukça iyi bir histi. Bana genç insanların dahi bu sınır geçişlerinden sonra 3 gün yataklık olduğunu anlattılar, ben küçük bir üşütmeyle atlattım ve maceradan 24 saat sonra 4000 işçinin karşısına konuşmacı olarak çıktım.” (age, sayfa 456)
Clara Zetkin kadın ve çocuk sorunlarıyla ilgilendi. Kadın yoldaşlarının problemlerini dinledi, işçi kadınların yaşam koşullarını yakından izledi. O, Komünist Enternasyonal Kadın Sekretaryası’nda Batı Avrupa sorumlusu olarak yer aldı. “Rusya Açlık Çekiyor” yardım kampanyasının yöneticiliğini yaptı. Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu’nda faşizm tehlikesi vb. önemli sorunlarda çalışmalarda bulundu, konuşmalar yaptı. Birleşik Cephe konusundaki üç uluslararası toplantıda Komünist Enternasyonal’in temsilciliğini yaptı.
1923 yılında Clara Zetkin’in sağlık durumu giderek kötüleşti. Kalp rahatsızlığı, nefes darlığı çekiyordu. Ayrıca son Rusya gezisinde ayakları donmuş ve kalıcı rahatsızlık bırakmıştı. 20 Temmuz’da Komünist Enternasyonal kongresinde faşizme karşı konuşmasını oturarak yapmak zorunda kalmıştı. Artık ne yürüyebiliyor, ne de ayakta durabiliyordu. 1925’e kadar hasta yatağında kaldı. Bu arada KPD yasaklanmıştı (1923). Rusya’da tedavi gören Clara Zetkin bir taraftan da boş durmuyor ve burjuvazinin kışkırtmalarına karşı, Bolşeviklerin Kafkaslarda terör uyguladıkları yalanlarını yaymalarına karşı bir kitap yazıyordu.
Clara Zetkin, 1925 yılında yeniden Almanya’ya döndü ve Reichstag’da (Alman Parlamentosu) konuşmalar yaptı. Berlin’de Kasım ayında Wilhelm Pieck ile birlikte bir protesto mitingine katıldı. Almanya seyahatine çıkarak işçi merkezlerinde toplantılar düzenledi ve bu toplantılarda Rusya izlenimlerini anlattı. 1925 sonunda yeniden Moskova’ya döndü. Enternasyonal görevler onu bekliyordu. Komünist Enternasyonal Başkanlığı’nın ve Yürütme Kurulu’nun üyesiydi. 1925’den itibaren Enternasyonal Kızıl Yardım’ın başkanlığını üstlendi. O, 1927 yılında Almanya’ya yeniden döndü. Hastaydı, gözleri giderek daha az görüyordu, ancak mücadele azmi hiç eksilmemişti. Berlin’deki karşılama töreni tam bir kitlesel gösteriye dönüştü. Ekim 1928’de Sovyetler Birliği’ne geri döndü ve Doğu Kadınları Konferansı’na katıldı.
1930 yılında bir sanatoryumda yattı. Burada dahi mümkün olduğunca disiplinli bir çalışma programı uyguluyordu:
“Sabah saat 5’te yatağında oturarak yazıyordu -büyük harflerle, zorlanarak yazıyordu. Sonra giydiriliyor ve kahvaltıya oturuyordu. Kahvaltıda kendisine günlük basının en önemli makalelerinin, KPD’nin, Reichstag’ın ve Komünist Enternasyonal’in belgelerinin okunmasını istiyor yada raporları dinliyordu. Yemekten sonra doktorların tavsiyesine harfiyen uyarak yarım saat parkta geziyordu. Öğleden sonra mektuplarını yazıyor, bilimsel siyasi çalışmasını yürütüyordu. Hastalığı onu çok bunaltıyordu, arkadaşlarına sık sık bundan yakınıyordu.” (age, sayfa 531)
Tüm bu hastalıklarına rağmen, Clara Zetkin, 1929-31 yılları arasında belirli aralıklarla Almanya’ya gitti. Faşizme karşı mücadele ve Birleşik Cephe günün konuları olarak onu da yakından ilgilendiriyordu. 1932 yılında Reichstag’ın en yaşlı üyesi olarak yaptığı açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasında faşizmi teşhir etti. Kelimenin tam anlamıyla son nefesine kadar çalıştı. O’nun son çalışması “Lenin’in Kadınlara Vasiyeti” adlı yazısı oldu. Clara Zetkin, 20 Haziran 1933’de, 76 yaşında öldü.