Yeni Bir Sömürgecilik: Arazi Kiralama

Dünya ekonomisinde görülen dikkat çekici eğilimlerden biri gayrimenkul yatırımları, özellikle de yoksul ülkelerin tarım topraklarına yönelik arazi kiralamalarıdır.

Bu kapsamda dünyada 200 milyon hektarın üzerinde arazi kiralanmış veya satın alınmış durumda… İşin dramatik bir yönü de “arazilerin kiralandığı ülkelerden önemli bir kısmının, gıda güvenliğinin en yüksek düzeyde tehlikede olduğu ülkeler” olmasıdır. Hatta bunlardan 8 ülke halkının kendi vatanlarında toprağı kalmamış bulunuyor!

Bazı küresel şirketler, artan yiyecek ihtiyacını karşılama vaadi ile bu ülkelerin topraklarını ele geçiriyorlar; bir kısmını da kiralıyorlar. Örnek olarak Liberya ve bazı diğer ülkeler ile Ukrayna verilebilir.21st-Century-African-land-rush

Liberya’nın ekilebilir topraklarının tamamı yabancı şirketlerin eline geçmiş bulunuyor. Toprakları en çok satılan ülkeler listesinde birinci sırayı alan Liberya’yı, Gabon ve Filipinler takip ediyor. Daha sonra Sierra Leone (% 41), Ukrayna (% 36), Papua Yeni Gine (%33), Mozambik (%28), Tanzanya ve Uruguay (%18) geliyor. Bu yatırımlar, kuşkusuz ‘yeni tip bir sömürgecilikten başka bir şey değildir.

Ukrayna diğer ilginç bir örnek… Çin Libya’dan sonra Ukrayna’dan da tarım toprağı satın alıyor. Varılan bir anlaşma uyarınca, bu süper güç adayı birkaç yıl içinde Ukrayna’dan 3 milyon hektarlık ekime elverişli toprak satın alacak. Bir Çin şirketinin mülkiyetine geçecek olan toprak miktarı, Ukrayna’nın tarıma elverişli topraklarının % 7’sini oluşturuyor.

Türkiye de bu tehlikeli gelişmenin dışında değil: arazi yatırımlarında hem satıcı hem de alıcı olarak rol alıyor. Yabancı kullanımına açılan topraklarımız arasında tarım arazileri de bulunuyor. Kimi Arap ülkeleri yaptıkları tarımsal yatırımlar yoluyla topraklarımızda söz sahibi oluyor. Birleşmiş Milletler’in “yeni sömürgecilik” olarak nitelendirdiği antlaşmalar kapsamında, Bahreyn de Türkiye’de 500 milyon dolar karşılığında arazi satın aldı. Suudilerin, Körfez ülkelerinin gözünün de Türkiye’nin tarımsal alanları üzerinde olduğunu söylenebilir. Bir kısım araziler de maden şirketlerine kiralandı, kiralanıyor.

Türkiye aynı zamanda tarım arazisi kiralayan bir ülke;örneğin Sudan’da 5 milyon dönüm araziyi 99 yıl için kiraladı. Bu tercih bir çelişki ve genel olarak “toprak gaspı” olarak görülüyor. Çünkü Türkiye’de tarım artık can çekişmekte, çiftçi perişan durumda… Önemli tarım ürünlerinde ithalata bağımlıyız.Prof. Dr. Tayfun Özkaya uygulamayı şiddetle eleştiriyor: Hükümet öncelikle tarım topraklarımızın yok olmasını, erozyonla aşınmasını önlemeye çalışmalı Sudan’dan gelecek gıdaya bel bağlamak çok yanlış. Toprak kiralama işinin Müslüman Sudan halkına yardım olarak gösterilmesi doğru değil. Büyük şirketlerin daha verimli tarım yaptığı iddiası da bir aldatmacadan ibaret. İstihdamın çok düşük düzeylerde kalacağı dünya deneylerinden biliniyor. Üstelik endüstriyel tarımın o toprakları kirletileceği de kesin. Arazi gaspı Sudan halkının açlığa daha da mahkûmiyetine yol açacaktır. İş adamları para kazanacak, o kadar. Arazileri ele geçiren şirketler; ürünü, toprağı, doğayı kirleten, insanları işsiz bırakan endüstriyel tarım yöntemlerini kullanacaklardır. Bu soygundan en çok zarar görecek ülke yine Sudan’ın kendisi olacaktır.

Yoksul ülkelerin topraklarının zengin ülkeler tarafından kiralanması; yeni bir sömürgeciliktir. Küresel şirketlerin daha fazla kazanması, ülke topraklarının kirlenmesi, besin güvenliğinin tehlikeye girmesi ve işsizlikten başka sonuç vermeyecektir.

Türkiye Afrika’dan arazi kiralayacak!

Son 25 yılda yaklaşık Hollanda büyüklüğünde tarım arazisini hatalı politikalar yüzünden kaybeden Türkiye, Afrika’dan arazi kiralayacak…

Hollanda kadar toprak kaybeden Türkiye Afrika’dan arazi kiralayacak!

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye’de 24 milyon hektar tarım arazisi bulunduğunu ancak bunun yılda 50 ila 100 bin hektarlık kısmının tarım dışına çıktığını itiraf ederek, hükümet olarak tarım arazilerinin korunmasını sağlamak ve miras yoluyla bölünmesini önlemek amacıyla yasal düzenlemeler yaptıklarını söyledi.

‘YAĞLI TOHUMLARI ORADA ÜRETME YOLLARINI DENEYECEĞİZ’

Türkiye’nin yağlı tohumlu bitkilere ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Bakan Çelik, “Yağlı tohumları biz ülkemizde desteklemeye devam edeceğiz. Ancak diyelim ki bazı ülkelerde böyle bir kiralama durumu olur ise, bu yağlı tohumları orada da üretme yollarını deneyeceğiz. Hayvancılıkla ilgili olarak da belki komşu ülkelerde ve soydaşlarımız bünyesinde atılması gereken adımlar olabilir” diye konuştu.

‘GELİŞMİŞ ÜLKELER DE AFRİKA’DAN ARAZİ KİRALIYOR’

Sanayileşmeyle birlikte tarım arazilerini kaybeden ‘gelişmiş’ ülkelerin Sudan ve Etiyopya gibi Afrika ülkelerinden arazi kiralama yoluna başvurduğunu anımsatan Çelik, bu yolla Afrika’daki 203 milyon hektar arazinin başka ülkeler tarafından kiralandığını söyledi.

‘DIŞARIDAN ARAZİ KİRALAMAK İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ’

Geleceğin savaşlarının gıda üzerine olacağını dikkate alarak herkesin bugünden önlem aldığına dikkat çeken Bakan Çelik, “Biz hem kendi ülkemizin çok daha sağlıklı ve yeterli düzeyde üretimi sağlaması konusunda gerekli çabaları göstereceğiz. Ama dışarıdaki verimli arazilerin de ülkemize gelir olarak, ürün olarak kazandırılması konusunda da üzerimize düşeni gerçekleştireceğiz. Yoksa burada bir sıkıntının ürünü olarak bu gündeme gelmiş değil, dünyadaki bütün gelişmiş ülkelerin yapmış oldukları, başvurdukları bir yöntemdir” görüşünü dile getirdi.

‘NİTRATLI GÜBRE YASAĞI SORUN YARATMAYACAK’ AÇIKLAMASI

Terör örgütlerinin patlayıcı yapımında kullandığını gerekçe göstererek nitratlı gübre kullanımının yasaklanmasıyla ilgili de konuşan Bakan Çelik, “Ülkemizde tüketilen gübrenin yaklaşık yüzde 30’u olan 1,5 milyon tonu nitratlı gübre. Yani 4 milyon tonu diğer gübreler. Hem sezonu dikkate aldığımızda hem de diğer gübrelerin kullanılıyor olduğunu göz önüne aldığımızda üreticide ve sektörde bir sıkıntının olmayacağını görebiliriz” dedi.

TÜBİTAK, PATLAMAYAN GÜBRE YAPACAK

Nitratlı gübrenin bitkiye azotu çok kestirme yoldan almasını sağladığını, böylelikle bitkinin hızlı geliştiğini belirten Bakan Çelik, “Yasaklama kararından sonra TÜBİTAK ve sektörle bir araya geldik. Bu gübrenin patlayıcı özelliğini kaybettirecek, ama bitkiye de bir şekilde mutlaka alması gereken azotu da verebilecek bir hale getirilmesi amacıyla şu anda teknik düzeyde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

AFRİKA’DAN ARAZİ KİRALAMAK ‘TOPRAK GASPI’

Afrika ülkelerinde arazi kiralama konusunu ‘toprak gaspı’ olarak nitelendiren bilim insanları ve araştırmacılar, Türkiye’nin Sudan ya da Etiyopya’dan arazi kiralamasının halka bir yarar sağlamayacağına dikkat çekerek, bunun, monokültür tarım üretimi yapan büyük şirketlere kazanç sağlamaktan başka bir işe yaramayacağı görüşünü savunuyor. Siyasi ve ekonomik baskılarla Afrika’daki yerel toplulukların ellerinden gaspedilerek alınan verimli tarım arazileri, ‘yeni sömürgecilik’ döneminin yarattığı en önemli küresel sorunların başında geliyor.

TÜRKİYE SON 25 YILDA HOLLANDA KADAR TOPRAK KAYBETTİ

Türkiye son 25 yılda Hollanda büyüklüğünde (4 milyon hektar), son 12 yılda ise Belçika büyüklüğünde (3 milyon hektar) tarım arazisini kaybetti. Ancak Konya’dan biraz büyük bir alana sahip olan Hollanda’nın yıllık tarımsal ihracatı, Türkiye’nin 4 katından fazla. Konut, otel, üniversite, sanayi tesisi, enerji, madencilik ve otoyol gibi projelere kurban edilen tarım arazilerinin amacı dışında kullanımına izin veren düzenlemelere karşı meslek odaları yıllardır hukuk savaşı yürütüyor. Ancak kamu spotları hazırlayarak tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmaması için kamuoyunu uyaran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu davalarda ‘davalı’ olarak yargı kayıtlarına geçmesi ise ortadaki çelişkiyi gözler önüne seriyor.