DENİZ GEZMİŞ

“.. Önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum…”

Yaşarken efsaneleşen 68 olaylarının öğrenci liderlerinden Deniz Gezmiş, 27 Şubat 1947’de Ankara’nın Ayaş ilçesinde doğdu. Annesi ve babasının öğretmen olması nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Sivas’ta yaptı. Ardından liseyi İstanbul’da okudu. Gelecekteki siyasi duruşunun sinyallerini, ilkokulda toplu sınıf resmi çekilirken parmaklarıyla yaptığı altı ok ile vermesinin dışında sol düşünceyle lise yıllarında tanıştı ve eylemlerine başladı..

1965 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin Üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. 31 Ağustos 1966 tarihinde Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin, Taksim Anıtı’na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen Türk-iş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı.

7 Kasım 1966 yılının Kasım ayında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Ardından 19 Ocak 1967’de Türkiye Milli Talebe Federasyonu ‘nunda (TMTF) yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda gözaltına alındı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967’de ise öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Âşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesiyle gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, hukuk Fakültesinde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968’de Devrimci Hukuklular Örgütü’nü kurdu.

7 Mart 1968’de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan devlet bakanı Seyfi Öztürk’ü protesto ettiği için tutuklandı.

2 Mayıs’a kadar tutuklu kalan Deniz Gezmiş 30 Mayıs’ta 6. Filo’yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. 12 Haziran 1968’de İstanbul Üniversitesi’nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı’nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı ve öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden sonra İstanbul’a gelen 6. filoyu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş 30 Temmuz’da bu eylemlerden dolayı tutuklandı.

TİP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu. Ekim 1968’de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Mustafa İlker Gürkan, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan ile birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)’ni kurdu. 1 Kasım 1968’de TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı), AÜTB, DÖB ve ODTÜÖB’nin başlattığı Samsun’dan Ankara’ya “Mustafa Kemal Yürüyüşü”‘nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968’de ABD büyükelçisinin Kommer’in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanında düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.

İstanbul Üniversitesi’nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969’da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart’ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan’a kadar hapis yattı. Ardından 31 Mayıs 1969’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziranın sonunda Filistin’e gitti.

Filistin’e gitmeden önce 23 Haziran 1969’da TMGT’nin toplandığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı’na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF (Fikir Kulüpleri Federasyonu ) Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül’e kadar Filistin’de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş 1 Eylül 1969’da, 10 Haziran’da “Üniversiteyi İşgal” ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesinden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969’da hukuk fakültesinde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım’da serbest bırakıldı.

Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi’nde Battal Mehetoğlu’nun sağcılar tarafından öldürülmesi olayında okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş’e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969’da tutuklanan Deniz Gezmiş, Cihan Alptekin ile birlikte 18 Eylül 1970’e kadar tutuklu kaldı.
Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü.

Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan’la birlikte THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu)’nu kurdu. 11 Ocak 1971’de Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu adına Ankara İş Bankası, Emek Şubesi’nin soygununda yer aldı. 4 Mart 1971’de 4 ABD’li askerin Balgat’taki Tusloğ tesislerinden kaçırılması eyleminde bulundu. Kaçırılan askerler daha sonra serbest bırakıldı.

YAKALANIŞI VE İDAM EDİLİŞİ

12 Mart darbesinin ilk günlerinde Yusuf Aslan ile birlikte Sivas’a giderken motosikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada, Gezmiş ise 16 Mart 1971 Salı günü Sivas’ın Gemerek ilçesinde yakalandı ve Kayseri’ye getirildi. Buradan Ankara’ya zamanın içişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu’nun makamına götürüldü.

Mahkemesi 16 Temmuz 1971’de Sıkıyönetim Mahkemesi, Altındağ Veteriner Okulu binasında Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındaki, Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 No’lu mahkemesinde başladı ve 9 Ekim 1971’ günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971’de başlayan THKO -1 davasında TCK’nin 146. maddesinin ihlali gerekçesiyle, 9 Ekim 1971’de idam cezasına çarptırıldı.

İdam cezaları o zamanlar Senato tarafından onaylanmak zorundaydı. İsmet İnönü “ Siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır” diyerek Bülent Ecevit ile birlikte ret oyu kullandı. AP Genel Başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana tavrını koydu. Olaydan 15 yıl sonra Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte “ Soğuk Savaşın talihsiz olaylarından biri” yorumunu yapar. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylayarak affetmeyi reddeder.

Deniz, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde gece 01.00 – 03.00 arası Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde idam edildi.