Engels Maden Proletaryasını Anlatıyor
“… Kömür ocağı, birçok dehşet verici felaketin sahnesidir ve o felaketler de doğrudan doğruya burjuvazinin bencilliğinden ileri gelir.
Bu maden ocaklarında ortaya çıkan hidrokarbon gazı, havayla birleştiği zaman patlamaya hazır hale gelir ve bir alevle temas ettiği anda patlar, çevresindeki herkesi öldürür…
Ocaklarda bol miktarda oluşan karbonik asit gazı da, ocağın derin kesimlerinde birikir, zaman zaman bir insan boyuna kadar yükselerek içinde kalanları boğar.
Madenlerde bölümleri birbirinden ayıran kapılar,patlamanın ve gaz hareketinin yayılmasını önlemek içindir; ama bu kapılardan küçük çocuklar sorumludur; onlar da ya uyur kalırlar, ya görevlerini gereği gibi yapmazlar; bu yüzden kapıların önlem görevi yalnızca düşseldir.
Bu iki gazın neden olduğu zararları ocağa temiz hava taşıyan havalandırma şaftları tamamen ortadan kaldırabilir. Ama burjuvazinin bu amaca ayırabileceği parası yoktur; o nedenle Davy lambalarını yeğlerler; ama bunlar da pek yararsızdır; çok ölgün bir ışık verirler. o yüzden de genelde mum kullanılır. Bir patlama olduğu zaman da suçlanan maden işçisi olur…
Burjuvazinin çıkarı, kömür damarının olabildiği ölçüde tamamen kazılmasıdır.
Kazı yerlerinde bu tür kazalar da bu yüzden olur.
… Kulübe kiralama sistemi… işçileri daha iyi yağmalamak için kullanılıyor.
Bu gaddarlıklara bir de doğrudan aldatmanın her türlüsünü eklemek gerekiyor.
Kömür ağırlık ölçüsü ile satılıyor, ama işçinin ücreti, genelde tekne hesabıyla ödeniyor, ve tekne tıka basa dolu değilse bir kuruş alamıyor, fazla doldurmuşsa ek ücret ödemiyor.
Teknede belli bir ölçünün üstünde kül varsa, bu madenciden çok kömür damarının eseri olduğu halde, yalnızca tüm ücretini yitirmekle kalmıyor. ayrıca bir de ceza kesiliyor…”
(İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu / Maden Proletaryası)
“Bir insan, bir başkasının ölümüne yol açan bedensel bir zarar verdiği zaman buna adam öldürme diyoruz; saldırgan, vereceği zararın öldürücü olduğunu önceden biliyorsa o zaman buna cinayet diyoruz. Ama toplum, yüzlerce proleteri, çok erken yaşta doğal olmayan bir ölümle yani kılıç ya da kurşunla ölüm gibi zorba yollardan ölümle karşı karşıya geleceği bir konuma koyduğu zaman, toplumun o yaptığı bir bireyin yaptığı gibi ve aynı kesinlikle cinayettir; toplum binlerce insanı yaşamın gereklerinden yoksun bıraktığı, içinde yaşamayacakları konumlara soktuğu -kaçınılmaz sonuç olan ölüm gelinceye dek o koşullarda kalmaya yasanın güçlü eliyle zorladığı- bu binlerce mağdurun yok olacağını bildiği ve gene de bu koşulların sürmesine izin verdiği zaman, toplumun o yaptığı, bir bireyin yaptığı gibi ve aynı kesinlikle cinayettir; örtülü, kasıtlı cinayettir; hiç kimsenin kendisini savunamadığı bir cinayettir; kimse katili görmediği için cinayet gibi olmayan cinayettir, çünkü suç bir şeyi yapmaktan çok yapmamanın sonucudur.”
Friedrich Engels