Örgütlerin Gezi’ye Bakışı
Ulusal ve uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandıran Gezi Direnişi’ni Türkiye’deki sol partiler değerlendirdi.
DSİP: AKP’nin ilk önemli yenilgisi
“Haklı bir zeminde başlayan ve büyük bir çeşitliliği bir araya getirmeyi başaran Gezi Parkı Direnişi polisin aşırı şiddeti ile karşılaşmasına rağmen geri çekilmedi ve sonunda polis Taksim’den geri çekilmek zorunda kaldı. Bu AKP hükümetinin ilk önemli yenilgisidir.
“Ne var ki bu noktadan itibaren harekete barış ve çözüm sürecine karşı olan, Kemalist, İslamofobik siyasi çevreler müdahale etmeye başladı. Kemalistlerin harekete müdahalesi aslında Gezi Parkı Direnişi’nin çoğulcu, birleşik ve direngen tutumunu tehdit etmektedir.
“DSİP, Türkiye’nin gündeminin en önemli maddesini barış ve çözüm süreci olarak görmekte ve bütün dost güçlerle birlikte Gezi Parkı Direnişi’ne hiçbir biçimde ırkçı, ulusalcı güçlerin hakim olmasına izin vermeyecektir.”
EHP: Herkes için yeni bir dönem
“AKP’nin Türkiye’deki sağcı yasaklarının ve politikasının yarattığı sonuç büyük bir ayaklanma oldu. Bu sadece hükümet değil herkes için yeni bir dönem demek. Polisin gazı karşısında 7′den 70′e elbirliği içinde bir mücadele çıktı ortaya.
“Taksim Gezi Parkı’nda başlayan Taksim’i bizim yapacak taleplerin gerçekleşmesi için ortak bir çalışmayı aklı selim bir şekilde sonuna kadar yürüteceğiz. Böylece meydanımıza birlikte her türlü hakkımızın önü müthiş bir şekilde açılacak.”
SDP: Hükümetin en stratejik yenilgisi
“Gezi Parkı’ndan sökülen ağaçlar nezdinde AKP’nin ülkenin doğal güzelliklerine ve değerlerine karşı başlattığı amansız saldırı politikaları ve bir avuç sermayedara parkı peşkeş çekme politikası bir rahatsızlık kaynağıydı. Polis terörü ise bardağı dolduran son damla oldu. Direniş böylece başladı.
“AKP kendi tabanını konsolide etmeye çalışırken kendi karşıtlarını konsolide etti ve hükümet olduğu günden bu yana en stratejik yenilgisini elde etti.
“Direniş aşağıdan bir siyasal hareket olarak başladı ve başından itibaren sosyalistlerin inisiyatifinde gelişti. Ama kendisini kısa sürede aştı. Direniş devrimci bir sürecin ayak sesleridir. Buradan devrime gidilmeyebilir ama bir devrimin böyle bir başlangıcı olacağı muhakkaktır.
“Direniş Ergenekon’a mal edilme çabası mücadeleyi bölme çabasıdır. Yine direnişin anti Kürt bir karakter taşıdığı iddiası da temelsizdir.
“Gezi Parkı’nda yapılması planlanan proje iptal edilmeli, park alanı büyütülerek korunmalıdır. Hükümet bu sürecin hesabını vermelidir. Bu talepler karşılanana dek biz özgürlük ve demokrasi nöbetine devam edeceğiz.”
SYKP: Erdoğan’ın kibri halkın öfke duvarına çarptı
“Erdoğan’ın ‘Ne istersem yaparım’ kibri halkın öfke duvarında paramparça oldu. AKP hükümetinin 12 yıllık zulüm ve sömürü politikaları bu patlama için gerekenden çok daha fazla birikimi yaratmıştı hâlihazırda. İşsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, özelleştirme ve taşeronlaştırma kıskacıyla bunalmış kitleler uzunca zamandır bu isyanın cephanesini biriktirmekteydi.
“Ekonomik krizin teğet geçtiği yalanlarıyla uyutulmak istenen emekçiler; her geçen gün erkek egemen, heteroseksist sistemin ve muhafazakâr AKP rejimin sömürü, tahakküm ve kıyımıyla daha fazla yüz yüze kalan kadınlar, LGBT’ler; inançlarını özgürce yaşayamayan Aleviler, gayrimüslimler ve inançsızlar; bilimsel ve nitelikli eğitime hasret kalan, şikeli sınavlardan, gelecek kaygısından bunalan gençler; eşitliğe ve özgürlüğe susayan Kürtler ve diğer halklar; nehirlerine, ormanlarına, kentlerine, doğalarına, tarihlerine sahip çıkan, savaş politikalarına karşı duranlar günlerdir sokakları dolduruyorlar!
“Halkın bu isyanı henüz somut hedefler etrafında toparlanmış ve süreklilik arz edecek bir halk hareketine dönüşebilmiş olmasa da başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yetmişe yakın ilde sergilenen direnç, kararlılık, öfke ve cesaret doğru talepler ve güçlü bir önderlikle buluştuğunda neler yapabileceğine ilişkin çok önemli işaretler ortaya koymuştur.”
EMEP: Hükümetin itibarı sarsıldı
“Taksim Gezi Parkı’nın yıkılarak yerine AVM yapılmasına karşı çıkan insanlara yönelik polisin saldırısı, bardağı taşıran son damla oldu. Taksim ve civarında yine vahşi bir polis terörü uygulanması başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin her tarafında öfkeyi sokağa taşıdı. Her türlü amansız polis vahşetine rağmen halk korkusunu yenerek birleşti ve toplumun her kesiminden insanlar öfkelerini birleştirdi.“
“Bu sürecin en zayıf kalan yanı; sendikaların, halkın örgütlü kesimlerinin örgütleri ile müdahil olamadıkları bir süreç olmuştur. Sendikalar başta olmak üzere, örgütlü kurumların çağrılarının daha anlamlı buluşmalara yol açacağı açıktır. Hedefleri daha net ve organize olarak bu süreci ilerletme de eksik ve zayıf kalan yönlerin değerlendirmeye muhtaç olduğu bir başka gerçeğimizdir.“
“Hükümet ve Başbakan, sermaye ile kol kola ülkeyi talan ediyor, tehdit edici üslubunu sürdürüyor ve halkı karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Kendisinden başka hiçbir sese tahammül göstermemekte inat ediyor. Artık bu hükümet, Başbakan ve partisi eskisi gibi pervasız davranamayacaktır. Hem ülkemizde, hem de uluslararası kamuoyu nezdinde “itibarları” sarsılmıştır.“
ESP: Bu bir halk isyanıdır
*Yaşanmakta olan durum bir toplumsal patlamadır. Halk isyanıdır. Bu toplumsal patlamanın dinamikleri isyan hareketine katılan kuvvetlerin bileşimi içerisinden çıkarılabilir“
“Neoliberal politikalar kitlelerin ekonomik yaşamlarını kötürümleştirdi. Ekonomik imkan ve olanakların yandaşlar arasında pay edildi, emekle sermaye arasında gelir uçurumunun büyüdü, ezici bir çoğunluğun yoksullaşma sürecine itildi. Söz, eylem ve örgütlenme özgürlüğü, kitlelerin demokratik talep ve tepkilerinin ceberut bir polis terörüyle bastırılmaya çalışılıyor.“
“ Türk- Sünni eksende bir devlet ve toplum geleneğini yerleştirilerek kendisinden olmayanları dışlayan, farklılıkları yok sayan, sahte bir İslam geleneği ile halkın yaşam tarzına ve alanlarına, kültürüne müdahale ediliyor. Kadınlara karşı kürtaj yasağı, üç çocuk dayatması gibi cinsiyetçi uygulamalar getiriliyor.“
“ Bu isyan zor ve şiddete karşı öfkedir. Bu kaostan, politik özgürlükleri güvenceleyen bir sonuç elde edilmelidir. İttifaklar zeminini de buna dayandırmalıyız.“
ÖDP: Türkiye Gezi’de yeniden kuruluyor
“Protestolar aslında bir dizi öfkenin toplamı olarak ortaya çıktı. Özellikle sokağa çıkan insanlara baktığımızda gençler, kadınlar AKP’nin otoriter, özgürlük alanlarını dağıtan yaşam alanlarını dert eden insanların öfkesinin patlaması odu. Yukarıdan ‘Ben istediğimi yaparım, çoğunluğum’ anlayışına karşı insanların güçlü bir direnişi oldu. Direniş AKP’ye karşı öfkeye dönüştü ki Türkiye genelinde öne çıkan talep de hükümetin istifa etmesi.“
“İnsanlar Gezi’yi kazandıktan sonra yeni bir yaşamı da örgütlediler. Dayanışmacı, çoğulcu bir ortam yarattıkları Gezi’de insanlar nasıl bir Türkiye istediklerin ortaya koyuyorlar, pratikte bunu hayata geçiriyorlar ve öncülük ediyorlar.“
“Ancak bu direniş başka bir siyasi boyuta kendisini taşıdı, buna eşlik edebilecek bir siyasal seçeneği üretebildiğimizi söylemek mümkün değil. Hükümet istifa etmeli ama yerine ne olması sorusuna bir seçenek oluşturamadık.“
“AKP’nin önünde fazla seçenek yok. Saha sertleşebilir ama bu onun sonunun hızlanması anlamına gelir. Erken seçim ile meşruiyetini yeniden sağlamak isteyebilir. Bu durumu ÖDP olarak kabul edebiliriz ancak bu seçim yasası ve baraj ile kabul etmemiz mümkün değil.“
“Son olarak ÖDP olarak bu haftasonu düzenleyeceğimiz “Türkiye’yi Yeniden Kuralım” mitingini iptal ettik. Halk Türkiye’yi yeniden kuruyor ve biz de halkın eylem ve sözünün yanında yer alıyoruz.“
TKP 1920: AKP artık marjinal bir güç
“Türkiye halkı, milyonlarca insanın Türkiye çapında yaptığı eylemlerle iradesini apaçık biçimde ortaya koydu. Bir haftada milyonlarca insanın polis şiddetine rağmen sokağa çıkması, gösterilerin çapı ve yaygınlığı, gerçek bir toplumsal ayaklanmanın başladığını gösteriyor. “
“AKP baltayı ülke çapında milyonların direnişine, gerçek bir halk devrimine çarptı. Siyasetin bütün dengeleri değişiyor. AKP’nin toplumsal tabanı bir hafta içinde eridi, ayağının altındaki toprak kaydı. AKP artık marjinal bir güçtür. Yaşayan ölüdür. Halkın öfkesi AKP’yi siyaseten bitirdi. Halk ayaklanarak yargısını verdi.“
“Kuşkusuz direnen halk Gezi Parkı’nın ağaçlarını korumak, parkı büyük şirketlerin ve iktidarın talanından kurtarmak istiyor. Ama sadece bunu istemiyor. Halk AKP’nin bütün çılgın projelerinin iptal edilmesini istiyor. Halk 3. Köprü projesinin, uğursuz Yavuz Sultan Selim adıyla birlikte, iptal edilmesini istiyor. Galataport, Haydarpaşa, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul projelerinin iptal edilmesini Yeşilköy havaalanını yıkmaktan vazgeçilmesini, bu projeleri alan yabancı ve yerli şirket-banka konsorsiyumlarının vurgunculuğunun cezalandırılmasını, medyanın da sahibi olan bu şirketlerin kamulaştırılmasını istiyor.“
“Halkın demokratik ayaklanması Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bu sayfada artık AKP’nin gericiliğine, vurgunculuğuna ve savaş kışkırtıcılığına yer yoktur. AKP hükümeti hemen istifa etmelidir. Merak etmeyin, ülke hükümetsiz kalmaz. Direnen halk kendi iradesini yansıtacak meşru hükümeti kurmayı da bilir.“
Yeşiller ve Sol Gelecek: Ekoloji mücadeleleri için umut
“Gezi Parkı’dan çıkan direniş, kent hakkı ve ekoloji mücadelesi için başladı, tüm Türkiye’de demokrasi ve özgürlük talepleri için büyüdü. Eylemleri ülkemiz siyasi tarihinde önemli bir döneme açılan bir kapı olma özelliğini taşıyor.“
“Yıllar süren suskunluktan sonra farklı kesimlerden çok sayıda insan, özellikle de mahallelerde kadınlar ve şehir meydanlarında gençler demokrasi, katılım, özgürlük ve yaşam biçimlerine saygı için mücadele etmek üzere sokaklara çıktılar. AKP hegemonyası büyük bir yara alırken, toplumda haklar ve özgürlükler için verilecek mücadeleye olan inanç yükseliyor.“
“Gezi Parkı’nın korunması için başlatılan bir eylemin böylesi bir aşamaya sıçramasının birinci nedeni seçeneksiz olduğunu düşünen AKP’nin ve Başbakan’ın, iktidara gelirken karşı olduğunu söylediği devlet dilini ve otoritesini benimsemiş olmasıdır.“
“Eylemlerinin geldiği noktada ortaya çıkardığı toplumsal öfkenin dindirilmeSİ için Türkiye hızla demokratikleşme yönünde irade göstermeli. Hükümet, çoğulcu, katılımcı ve müzakereci bir demokratik sistemin önünü açacak uygulamaları gerçekleştirmeli ve kullanılan dile ve söylemlere dikkat etmeli“
“Barış sürecinde yaşanılan bu gelişme, demokratikleşme yolunda da bir yön göstermektedir. Hükümetin izlediği yasakçı ve müdahaleci zihniyeti bir kenara bırakıp, barışın inşaasında toplumsal muhalefetin tümünün dahil edileceği bir demokrasi süreci izlemek durumundadır.“
“Bu direniş, Anadolu’nun her karış toprağında süren ekoloji mücadeleleri için bir umut olmuştur. Bu nedenle hükümetin, kalkınmacılık hırsı ile halkın taleplerini, toplumsal maliyetleri hesaba katmadan uyguladığı projeleri ve politikaları gözden geçirmesi gerekmektedir. HES, Termik Santral ve Altın Madeni mücadeleleri, Nükleer sevdası, 3. Köprü,3. Havaalanı, Kanal İstanbul projeleri halka rağmen yapılamaz. Gezi Parkı’nda direnenler anayasal ve kent haklarını kullanmışlardır. Bu nedenle hukuksuzluğun önünü açacak, ekolojik yıkımın önünü açacak her türlü proje ve politika da halkın katılımı ve bilimsel gerçekler göz önünde bulundurmalıdır.“