“Yüz yıllığına geliyorlar”
duyanlar duymayanlara söylesin!
Sessiz sedasız, derinden ve emin adımlarla,
geliyorlar!
On, on beş değil, yüzyıllığına!
Eğitimde çarklar karşı durulamaz bir şekilde dönüyor çünkü.
2013-14 eğitim yılında Türkiye’de 5 milyon 420 bin öğrenci lise eğitimi almış.
Bunun 478 bini İmam Hatip Liselerinde (İHL) okumuş. Yani neredeyse her on çocuktan biri.
Önümüzdeki eğitim yılında İHL’lerdeki öğrenci sayısı 689 bine ulaşacakmış. Artış % 46!
Sabancı Üniversitesi eğitim raporuna göre liselerin dönüşmesi sonucunda İHL’lerin sayısı bir yılda % 73 artmış.
Son 12 yılda İHL sayısı 450’den 952’ye çıkmış. Artış % 110!
Ama doymak bilmeyen iştah yatışmıyor!
Şimdi Orta Okullarda da imam hatip sınıfı açma girişimi başlatılmış.
Pilot bölge Beykoz’muş. 30 İlkokuldan 11’inde ortaokul düzeyinde İH sınıfı açılıyormuş!
Bir zamanlar, yani daha mağdurken ne diyorlardı?
“İHL liselerine dokunmayın! Onlar çocuklarına gelenekler ve dini değerler temelinde eğitim aldırmak isteyen dini bütünlerin okulu!”
Ama “dini bütün eğitim” arzulayan ailelerin çocukları için var olmalarına göz yumulması istenen İHL’ler, Fen ve Anadolu liselerine puanı yetmeyen halk çocukları için artık tek alternatif olacak!
Düz liseler ortadan kaldırılıyor! Fen lisesi, Anadolu lisesi ve İmam Hatip Lisesi. Ve Orta Okullarda İmam Hatip Sınıfları!
İHL’ler eğitim çağındaki çocukların çoğunluğunun gitmesi “zorunlu” liseler olacak!
Hani anne baba çocuğuna istediği eğitimi aldırmalıydı?
Bir zamanlar mağdurken feryat figan ağlaşanlar, şimdi acımasızca eğitimi tek tipleştiriyorlar!
Eğitimle birlikte toplum da tek tipleştiriliyor.
Bu ülkenin en değerli aydınlarından Server Tanilli bakın ne demişti: “Laikliğin geçerli olmadığı bir İslam toplumunda demokrasi rafta kalır! Laik eğitimin bulunmadığı bir eğitim düzeninde de inanç özgürlüğü yoktur!
Bir zamanlar toplumda “inanç özgürlüğü” için sokaklara dökülen “mazlumlar” çoktan gerçek yüzlerini gösterdiler.
Devlete, tüm kurumlarıyla birlikte egemen olmalarının ardından artık inanç özgürlüğü için değil, bu toplumda “tek tip inancın” egemen olması için mücadele veriyorlar!
Amaçları artık yarını kazanmak!
Çünkü bugünün “galipleri” onlar!
Çok açık ki laik bir demokrasi ve inanç özgürlüğü yanlıları bugünü kaybetti!
Ama asıl kaybı çocuklarımız, torunlarımız yaşayacak!
Bir Çin atasözü şöyle der: iyi birkaç ağaç yetiştir, on yıllık ormana sahip olursun, iyi birkaç nesil yetiştir, toplumu yüzyıllığına değiştirirsin.
Amaç bir ideoloji doğrultusunda birkaç nesil yetiştirmek
Hani 2023’e hazırlanıyoruz diyorlar ya, çok haklılar!
Bu gidişle 2023’te Cumhuriyetin izi bile kalmayacak çünkü!
Kendini bir türlü yenileyemeyen, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu olamayan ve vatandaşıyla barışık bir devlet yaratamayan “otoriter cumhuriyet rejimi” aslında kendi kendini tüketmişti.
Ve onun küllerinden şimdi acımasız bir şekilde “toplumsal ve tarihsel rövanş” talep eden bir başka otoriter yapı yükseliyor!
“Büyük Biraderin” mutlak denetiminde yetişen yeni kuşaklar Cumhuriyetin 100. yıldönümünde “demokratik bir cumhuriyeti” değil, bir tür hanedanlığı, hem de gönülden kutlayacaklar.
Tarık Demirkan