TDKP-Kürdistan Devrimci Komite Enformasyon Bülteni

PKK’nın 13 Ekim 1993 günü Tunceli’nin hozat ilçesinin tavuk köyünde pusu kurarak 6 TDKP militanını katletmesini, 2 militanını da yaralamasını şiddetle protesto ediyoruz.. 9 ekim cumartesi günü kürt halkının devrimci komünist önderlerinden Hasan Aldemir, mücadele yoldaşları ve halkımız tarafından ölümünün 2. yılında mezarının başında anıldı.
Anma eyleminin ardından Devrimciler guruplar halinde dağılır; gruplardan biri de tavuk köyüne gelir. Silahlandırılmış Propaganda Ajitasyon grubu daha sonra köyün yakınlarında kırsal alanda yemek yemek ve dinlenmek için mola verir, kalleşçe bir pusunun kurulduğundan habersiz, halkımızın kurtuluşu, devrim ve sosyalizmin, geleceğin özgür günleri için çarpan 6 devrimci yürek, her taraftan yağan yüzlerce kurşun ile sonucu vurularak öldürülür ve 2 devrimci militan ise yaralanır.

TDKP’nin 6 militanını alçakça katleden, 2 militanını ise ağır yaralayan pkk’lılar amaçlarına ulaşmanın, devrimci bir partinin militanlarını katletmenin verdiği canice duyguların mutluluğu ile zafer naraları atarak olay yerinden uzaklaşır.

TDKP militanları Yusuf Aydar, Düzgün Çakmak, Hidayet Dumlu, İbrahim Dışkaya ve isimleri henüz elimize ulaşmayan 2 devrimciyi katlederek, 2 militanı yaralayan grubun kurduğu kalleşçe pusu ve yarattıkları vahşet halkımızın mücadele tarihine kara bir sayfa olarak geçecektir.

Katledilen devrimcilerin tümünün Devlet tarafından arandığı, haklarında görüldükleri yerde katledilme fermanlarının yazıldığı, defalarca Devletin işgal ve cinayet timlerinin pusularından yiğitçe savaşarak sıyrıldıkları devrimci militanlar oldukları iyi biliniyor.

Diğer tarafta ise uzun bir süreden beri pkk’nın halkımıza yönelik bağış, vergi, vs. adları altında zorla para toplama, tehdit, korkutma, cezalandırma ve zorla kaçırma eylemlerinin TDKP tarafınan eleştirildiği dolayısıyla halkımızın TDKP İle bütünleşme eğiliminin de hızlandığı diğer bir gerçek.

Halkımızın içine girdiği bu devrimci yönelimden dolayı pkk örgütlülüğünün ciddi olarak rahatsızlık duyduğu bilinmektedir; yaşanan bu gelişmelerin pkk’lıların bu eylemi yapmalarının gerekçesi olduğu halkımızca da açık olarak biliniyor.

Keza köylüler ve dersim halkı pkk’nın sahte senaryolar hazırlayarak insanları kontrgerilla ilan edip ve sonra da öldürmelerine tepki duyuyorlar. Kendilerinden olmayan, boyun eğmeyen herkesi ölümle tehdit etmeleri ya da kontrgerilla olarak değerlendirmeleri halkımızca ciddi tepkilere yol açıyor.

En son olarak devrimci yurtsever, demokrat Tunceli belediye başkanı Mehmet Kocademir ve Daimi Cengiz’in ajan ilan edilmesine Tunceli halkı çok büyük tepki duymuştur çünkü Tunceli belediye başkanı herkes tarafından çalışkanlığı, dürüstlüğü ve halkımızın çıkarlarını gözetmesiyle tanınır. Polisin sürekli tehdit ettiği, sıkıyönetimin yıldırmak için her türlü yolu denediği kontrgerilla tarafından yok edilmek için çeşitli suikast girişimlerine birçok defa maruz kaldığı biliniyor.

Mehmet Kocademir’in yine belediye hizmetlerini tüm halkımıza ve devrimcilere sunduğu, gözaltına alınan devrimcilerin akıbetini şubelerde soran, onlarla ilgilenen, sahip çıkan, devrimcilere sunduğu destek, 1 mayıs ve bir dizi eylemden dolayı hakkında çeşitli davaların açıldığı herkes ve pkk’lılar tarafından da iyi biliniyor.

Yunus Aydemir ve Mehmet Koca sırf  pkk’ya boyun eğmediği için; akla, mantığa sığmayacak düzmece iddialarla ajan ilan edildi. Aklın, mantığın almadığı diğer bir iddia ise, pkk’nın içinden ajan olarak ortaya çıkan Hıdır Sarı’nın sözde Mehmet Kocademir’in adamı olduğu iddiasıdır; Hıdır Sarı pkk’nın adamıdır.. Kendilerinin de söylediği gibi kendi içlerinden çıkan bir piyondur: bu durumda Mehmet Kocademir’in sorumluluğu ne olabilir?

Hıdır Sarı’nın Tunceli belediye başkanınca himaye altında tutulduğu iddiası da diğerleri gibi asılsız yalan iddialardır. Gerçek dışı diğer bir olay da Daimi Cengiz ile ilgilidir…

PKK Daimi Cengiz’i de ajan ilan etmektedir PKK’nın sık sık sahte iddialarla insanları ajan ilan edip daha sonra da öldürdüğü biliniyor.. En son dersim halkının yakından tanıdığı KAWA ve TEKOSİN’in yöneticisi Kamer Özkan aynı gerekçeyle öldürüldü.

Son olarak diyoruz ki, halkımızın kendi kaderini özgürce tayin hakkı ve kurtuluşu için canı pahasına savaşanları, direnenleri pusu kurarak katletmenin özgürlük savaşçılığı ve devrimcilik ile uzaktan yakından ilgisi yoktur; tam tersine böylesi eylemler ve haince saldırılar halkımızın nefretle karşı çıktığı, protesto ettiği olaylardır.

PKK, devrimcileri  pusu kurarak katleden, halkımızın mücadelesini sorumsuzca baltalayan eylemlerinin ve 6 devrimci militanın dökülen kanlarının hesabını vermelidir.

Bu yapılmazsa halkımız bunları affetmeyecektir ve devrimci kanı dökenler döktükleri kan içinde boğulacaklardır.

TDKP-Kürdistan Devrimci Komite Enformasyon Bülteni

13 Ekim 1993/ Özel Sayı