Soysuzlar Çetesi Işid..
IŞİD’in tıpkı 1818 yılında İngiltere’de yayımlanan ünlü yazar Mary Shelley ‘Frankenstein’ adlı korku romanında anlattığı gibi, dünyanın bütün savaş çöplüklerinden ve mezbahanelerinden toplanan malzemeyle oluşturulmuş bir ucube olduğu tespiti yapılıyor.
Bu işin arkasında ise küresel güçlerin olduğu kesin.
IŞİD’deki Beatles lakaplı İngiliz vatandaşı grubun üyesi Abdel Bary’nin Amerikalı gazetecinin kafasını kestiği video olay yarattı. İngiliz Abdel Bary’nin hip hop klibini de haberlerde izledik.
Çeçeni, Arnavutu, Alamancısı, Boşnağı, Uyguru bitti, Kanadalı, Amerikalı, Avustralyalı IŞİD teröristleri de çıktı.
Bunlar, İslamcı terör korkusuyla yatıp kalkan Batı ülkelerinden ellerini kollarını sallayaraktan Türkiye’ye geliyor oradan da Suriye ve Irak’a gidiyorlar. Bir kırmızı halıları eksik.
Orada da kestikleri kellelerle Messi, Ronaldo diye isim takıp futbol oynarken çekip internette paylaşıyorlar. Hatta Bunlardan bir tanesi Lavdrim Muhaceri isimli bir Arnavut. Ne tesadüf ki Kosova’daki ABD üssünde eğitim aldıktan sonra gidip IŞİD’e katılmış. (Esad ordusunun son saldırısında da gebermiş)
Çoğu yüzünü kapatıyor, aynı banka soyguncuları gibi.
18. yy’da ABD, Fransa, İngiltere gibi emperyalist ülkeler için anlaşmalı çalışan kara korsanları hatırlatıyorlar. Bayrakları bile korsan bayrağına benziyor.
Bir de 70 ve 80’li yılların fenomen film serisi Mad Max’i çağrıştırıyorlar. Hani uygarlık bir atom savaşı sonrası çökmüş ve geride kalan insanlar da insanlıktan çıkmış, vahşete tapan yamyamlara dönüşmüştür. Mel Gibson da bu manyaklarla tek başına savaşır filan.
İşte bu IŞİD bana o Mad Max’teki manyak katiller sürüsünü anımsatıyor.
Dikkat edin bu örneklerin bir tanesi bile Afganistan ya da Suudi Arabistan kültüründen değil, IŞİD’in sözde selefi vahabi inancı da bana göre fasarya. Zaten öyle olsa bile bu vahabilik denen sapıklığın da icatçısı bildiğim kadarıyla çöl Araplarını Osmanlı’ya karşı kışkırtmak isteyen ArapLawrence tipi İngiliz istihbaratçıları.
Yani neresinden baksanız bu IŞİD denen sapkın eşkıya sürüsü batı pop kültürünün bir türevi.
İnterneti kullanıyorlar, aynı internetten indirdikleri pornoları izler gibi kendi iğrenç vahşetlerini internette paylaşıyorlar. Pornografik cinayetlerin kaydedildiği psikopatik Snuff benzeri katliam videolarını medyada yayınlatmayı beceriyorlar. En son hackerları da çıktı ortaya “Lizzards” diye yani kertenkeleler. Neden Arapça değil diye sormayın.
Cumhuriyet gazetesinde Ergin Yıldızoğlu geçen Çarşamba günkü(“Bilmece, Gizem ve Enigma Olarak IŞİD”) yazısında bu IŞİD’in Avrupa’daki sosyo kültürel köklerini inceledi. O yazıdan bir bölümü buraya alıyorum:
HAZ KÜLTÜRÜ – ÖLÜM KÜLTÜRÜ
Burada, demografik ve kültürel, kalıcı, hatta yapısal dinamikler söz konusu. IŞİD’e “bir enigmanın içindeki gizeme sarılı bilmece” özelliğini kazandıran da bunlar.
Suriye, Lübnan, Irak, İran’da toplam yaklaşık 30 milyon genç (15-24 yaş arası) yaşıyor. Tüm Ortadoğu’da bu nüfus 100 milyona ulaşıyor. Bu nüfusun 1/5’i iş bulmak, evlenmek, yaşam kurmak kaygısı içinde. Geri kalanın yüzde 30’u; 14-15 yaş arasındakiler, sıralarını bekliyorlar.
Avrupa’da gençler arasında işsizlik oranları, ortalamanın üzerinde seyrediyor. Azınlıklar ve Müslüman azınlıklardan gençler arasında bu oranlar yüzde 40’lara ulaşıyor.
Ne Ortadoğu’da ne Avrupa’da devletlerin bu genç nüfusun beklentilerini karşılayacak, enerjileri, kaynakları, umut veren projeleri var.
Bu genç nüfus aslında, işçi sınıfına katılamayan, düzen dışı bir “artık-nüfus” oluşturuyor. Bu genç nüfus, Ortadoğu’da ama özellikle Avrupa’da büyük bir kültürel karmaşa içinde yaşamaya çalışıyor. Bir taraftan, metaları, mutluluk vaadini, cinselliği öne çıkararak satmaya çalışan bir haz kültürünün, sürekli arzuları “gıdıklayan” basıncı altındalar. Diğer taraftan bu basıncın yarattığı arzu nesnelerine ulaşmalarına olanak verecek kaynaklardan yoksunlar. “Kapitalist gerçekçilik” bu gençlere, bu kültürel karmaşa içinde yaşamlarına anlam ve yön verecek insani ilkeler de sunamıyor. Dahası, Avrupa’da Müslüman azınlığın gençleri, kimliklerini oluşturma sürecinde karşılaştıkları beyaz, Hıristiyan özdeşleşme nesnelerini, cinselestetik pratikleri, içselleştirmekte çok büyük ölçüde zorlanıyorlar.
Bu haz ve mutluluk kültürü, oluşmakta zorlanan kimlikler karşısında, hazları bastıran, mutluluğu bu dünyanın ötesinde (Cennet) bulmayı vaat eden, bu berbat yaşamı bunun için feda etmeyi (Şehadet) öneren, iktidarsızlığa karşı “aşkınlık” (Cihat ve“özgürleştirici” şiddet), kimliksizliğe karşı evrensel kimlik (Umma) seçeneği sunan bir “ölüm kültürü” var. “
Yani Yıldızoğlu demek istiyor ki, kızlarla yatamayan ve kızlarla yatabilenlerden nefret eden lümpen, her tür etnik kökenden gelen gençler, tecavüz ve katliam (intikam) için ve de yağmalarla belki bir gün zengin olmak için, Ortadoğu’ya üşüşüyor. Bunlar varoş gençleri, internet kafede kanlı ölümler içeren savaş oyunları oynayan, karate okulundaki yobaz hocalarından sapkın ahlak dersi alan, arada gizli gizli porno izleyen, fakirliklerinin acısını bir birinden çıkaran, ucuz alkol ve bonzai ile yaşamın acı gerçeklerinden kurtulmaya uğraşan, eğitimsiz ve (sınıfsal) bilinçsiz, yabancılaşmış kalabalıklar.
İşte Batılı emperyalizm bizzat kendi dejenere ettiği bu “artık nüfusu” alıp, bir tür geri dönüşüm usulü kendi sapkın emelleri için kullanıyor. İşin ilginç tarafı bu artık nüfus biraz bilinçlendiği takdirde bizdeki Gezi eylemleri türü, ABD’deki Ferguson veya Occupy Wall Street ya da Mısır’daki 3 Temmuz hareketi gibi tamamen anti emperyalist eylemlere de destek verme potansiyeli olan kitle. Çünkü toplum katmanları içinde düzene isyana en haklı ve yatkın kesim.
Ama siz onların altına bir at, ellerine bir kılıç verip, isyana değil talana ortak ediyorsunuz. Bazen daha da yükseltip kendi ülkesini sömürü aracı olarak kullanıyorsunuz.
Bir taşla kaç kuş bakın! Hem gereksiz sorunlu nüfustan kurtuluyorsunuz hem size karşı çıkmalarını engellemiş oluyorsunuz ve hem de kirli emellerinize alet ediyorsunuz.
Anketlere göre Türkiye’de AKP’ye oy verenlerin yüzde 37,5’i, BDP/HDP’lilerin de yüzde 41’i terör örgütü diyemiyor.
CHP ve MHP’lilerin ise yüzde 81’i terör örgütü diyor.
Yıllardan beridir bizdeki “muhafazakar kesim” şöyle der: “Batı’nın ilmini alın ahlaksızlığını almayın”…
E siz Batı’nın IŞİD’ini olduğu gibi içeri almışınız birader.
Almayın atın bu Batı ahlaksızlığını artık bünyeden…