Derin Bir Nefes Alsın, Proletaryanın Yüzyılı Başlıyor..
İşçi sınıfı savaşmak istiyor ama onu gerçekten sendikaları dizginliyor. Bütün işletmelerde örgütlülükten üretime tam işçi denetimini savunma zamandır. klasik sendikal cendere artık kimseyi tutamaz.. Her çıkan işçi direnişi fırtınaya/dönüşüyor.
Çatışmalar işçi eylemlerine de zarar verdi…
2015 İşçi Sınıfı Eylemleri Raporu, 2015 yılında 1116 eylemden işyeri temelli olan 628 işçi ve memur eylemine dair kapsamlı bir analiz içeriyor. Rapora göre, işçi eylemlerinin tavan yaptığı ay 127 eylemle Ocak olurken, Türkiye’nin güneydoğusunda çatışmaların başladığı yılın ikinci yarısında eylemlerde dikkat çekici bir düşüş olduğu göze çarpıyor.
Örneğin Ford Otosan işçilerinin de eylemliliğe geçtiği mayıs ayında 117 eylem yapılırken, bu sayı temmuzdan itibaren ayda 50 eyleme kadar düştü.
Rapordan dikkat çekici bölümler şöyle:
* 628 işyeri temelli eylemin yüzde 45’i özel sektöre çalışan kadrolu işçilerce yapıldı. Bu işçileri yüzde 17’yle kamu taşeron işçileri, yüzde 17’yle memurlar, yüzde 14’le özel sektör taşeronları izledi.
* Eylem gerekçesinde birinci sırayı yüzde 31’le işten atma aldı. Eylemlerin yüzde 21’i işteyken ücret gaspı, yüzde 19’u toplu iş sözleşmesi, yüzde 15’i sendikalaşma, yüzde 13’ü düşük ücret, yüzde 10’uysa sendikaya tepki nedeniyle yapıldı.
* İşten atma gerekçesiyle en çok işçiler eylem yaptı, işteyken ücret gaspıysa en çok taşeron işçilerin eylem nedeni oldu. Sendikalaşma eylemlerini de en çok işçiler yaptı. Memurlar ise, yıldırma, keyfi ceza, düşük ücret, iş sağlığı alanlarında eyleme gitti.
* Eylem süreleri oldukça kısa. Yüzde 58’i bir gün veya daha az bir süre içerisinde biterken, sadece yüzde 5’i dört aydan uzun süre sürdü. Tüm işyeri temelli eylemlerin ortalama süresiyse 20 gün.
* Eylem türlerinde birinci sırayı basın açıklamaları aldı. Eylemlerin neredeyse dörtte biriyse fiili grev oldu. isci grafik1* İstanbul eylem yapılan illerde birinci sırayı aldı.
* Eylemlerin yüzde 28’inde en az bir resmi ya da fiili grev yapıldı. Grev süreleri ortama dokuz gün düzeyinde. Resmi grevlerde ortalama süre 30 güne çıkarken, fiili grevlerde bu süre 3 gün.
* İşçi ve taşeron işçilerin fiili veya yasal grevle işyeri direnişinde memurlara fark attığı görüldü.
* Özel kadrolu işçilerin yaptıkları eylemlerin yüzde 44’ünde üretimi durdurma ya da yavaşlatmaya yönelik bir eylem yapılmışken, aynı oran kamu işçilerinde yüzde 16’ya düştü.
Metal eylemleri
* Kamu taşeronu işçilerin eylemleriyse daha çok var olan haklarını geliştirmek ya da var olan haklarını savunma amacıyla yapıldı. Özel sektör taşeronu işçilerin yüzde 88’i de var olan haklarını korumak için eyleme geçti.
* Emekçilerin basına yansıyan bir eylem gerçekleştirdiği sendikal örgütlenme süreçlerinde en az 2 bin 258 işçi sendikalaştığı için işten atıldı. İşçilerin bir sendikanın dahli olmaksızın kendi başlarına hak aradıkları aynı nitelikteki süreçlerde ise en az 2 bin 104 kişi daha işten kovuldu. Mücadele ettiği için işini kaybeden emekçilerin sayısı bir yılda bin 362’yi buldu.
* Geçtiğimiz yıla damgasını vuran metal işçileri eylemleri genel toplama da yansıdı. En çok işyeri temelli eylem yüzde 23’le metal sektöründe yaşandı.
* Sendikaların gerçekleştirdiği eylemlerin yüzde 39’unu DİSK, yüzde 27’si Türk-İş, yüzde 24’ünü KESK’e bağlı sendikalar düzenledi.
Metal Fırtına
Geçtiğimiz seneye damgasını vuran, sadece Türkiye’de değil, uluslararası şirketlerin olması nedeniyle dünyada da gündeme gelen metal işçilerinin eylemlerine dair rapordaki şu tespitler dikkat çekti:
“Metal Fırtına’nın azından iki sebebi vardı: Bunlardan biri ücret zamlarının düşüklüğü ise, ikincisi ve daha ön plana çıkanı Türk Metal sendikasına yönelik tepkiydi. 11 Türk Metal sendikasının 2015 Ocak ayı sendika istatistiklerinde 177 bin 125 üyesi vardı. Türk Metal’den toplu istifaların ardından sendikanın üye sayısı yaklaşık 11 bin azaldı. 2016 Ocak istatistiklerindeyse son derece ilginç bir şekilde Türk Metal’in üye sayısı 181 bin 838’e çıkmış olarak ilan edildi.
Son istatistiğin bilinçli bir şekilde manipüle edilmiş olma ihtimali bulunsa da Metal Fırtına’nın tekil fabrikalardaki hikayelerinden şunu biliyoruz: Fırtına, seçim arifesine denk gelmesinin de etkisiyle kısa vadede ciddi kazanımlar elde etti. Ancak metal fırtınasını yaratan işçiler orta vadede işverenlerin ve Türk Metal’in çok ciddi bir karşı saldırısı ile yüzleşti. Yüzlerce işçi işten atıldı ve kalanlar savunma pozisyonuna geçerek kazanılan mevzilerin önemli bir bölümünü kaybetti. Metal Fırtına kısa vadede başarılı, orta vadede ise başarısız bir görüntü çizdi.”
2008 Küresel krizinin yıkıcı etkisiyle ülke sathında birbirinden kopuk gibi görünen birçok yerel mücadele, kayda değer bir birikim oluşturdu. Tüm bu mücadele nüveleri işçi sınıfında bir dalgalanma ve yaşamsal talepleri etrafında sisteme yönelen büyük bir potansiyel oluşturdu.
BU DAHA BAŞLANGIÇ; MÜCADELEYE DEVAM!
2009 da başlayan Tekel İşçilerinin 4/C mücadelesi kırılma noktası oldu. Siyasal motivasyonları açısından, Geziyle benzerlik gösteren ve yağmacı birikim sürecine karşı sınıf dinamiğini harekete geçiren bu direnişin temelinde de, ortak varlıkların sermayeye transfer edilmesi bulunmaktaydı. Öncülleri nasıl gezi direnişlerini doğurduysa; gezi de başka direnişlere gebe şimdi! Bitmedi, ülkenin işçi havzalarında onlarca mücadele, öğreterek ve yeni araçlarla biçimden biçime girerek, büyüyerek sürüyor. İsyan bir çığ gibi kendini büyütüyor.
İŞÇİ SINIFI SAVAŞMAK İSTİYOR! SARI SENDİKALAR DİZGİNLEMEYE ÇALIŞIYOR!
2014 Yılının ilk üç ayında, 300’e yakın işçinin öldüğü, Soma Maden Ocaklarında 301 ve devamında onlarca işçinin öldüğü, önemli bir kısmı ağır işçi olmak üzere 1 Milyona yakın çocuk işçinin bulunduğu, Toplu İş Sözleşmelerine (TİS) bağlı çalışan işçi sayısının 80’lerin sonuna nazaran yarıya indiği ve Taşeron İşçi son 15 senede dört katına çıktığı bir ülkede, işçi direnişleri artıyor. İşçi Sendikaları sendikal bürokrasinin sistemle uzlaşısına bağlı olarak yükselen işçi direniş ve eylemlerini lokalleştirerek, daraltarak, küçük eylem ve basın açıklamalarıyla öfkenin birikmesini engelleyerek işçi direnişlerinin Genel Grev – Genel Direnişlerle sınıf savaşımına yükselmesini engellemeye çalışıyorlar.
‘VE İŞÇİ SINIFI AYAKLARININ ÜZERİNDE DOĞRULUYOR! EMEĞİN GÜCÜYLE BARİKATLARI YIKIYOR!
HER ÇIKAN İŞÇİ DİRENİŞİ FIRTINAYA DÖNÜŞÜYOR!
Bütün işletmelerde, örgütlülükten üretime tam işçi denetimini savunma zamanıdır. Yatağan Enerji ve Maden İşçilerinin kararlı-yılmaz direnişleri ve sendika genel merkezlerini işgal eylemleri işyerlerini savunmayla sürüyor. GREIF bu yolu açtı; klasik sendikal cendere artık kimseyi tutamaz.. İşçi direnişleri, özelleştirme karşıtlığı, fabrika işgalleri, fabrikalara el koyarak üretimi işçiler için yapma şekillerine dönüşüyor! İşçiler Kapitalist talana-peşkeşe-sömürü düzenine karşı mücadelelerini engelleyen, onları yalnız bırakan sendikalarına karşı öznel örgüt biçimleriyle mücadelelerini büyütüyorlar! İşçiler kaçınılmaz olarak sistem uzlaşmacısı-işbirlikçi Sarı Sendikacılığa karşı, gerçek sınıf sendikacılığını DSM (Devrimci Sendikal Muhalefet) ile İşçi Sınıfının gerçek devrimci sendikalarını yaratacaktır. Tüm sınıf mücadeleleri sürecini bu anlayışla okuduğumuzda; İşçi sınıfının çıkarlarının, yakıcı taleplerinin sandıkla, seçimle, basın açıklamalarıyla, anayasayla, mahkemelerle değil! Örgütlülükten üretime tam işçi denetimini savunma, direnişleri büyütme, sınıf kardeşleriyle birleşme, İşgal ve Genel Grev ’den geçtiği görülecektir.
*Yukarıdaki yazılar Halkın Kurtuluşu Gazetesinin 13.sayısından alınmıştır.
HAYDİ SINIFIN DEVRİMCİLERİ, AYDINLARI İLERİ İŞÇİLERİ HER İŞÇİ EYLEMİNİ, HER SINIF HAREKETİNİ BU BİLİNÇLE OKUYALIM, YAZALIM, PAYLAŞALIM VE ÖRGÜTLEYELİM!
BU SÜREÇ SINIFIN DOSTU DA, DÜŞMANI DA TANIYACAĞI PROLETARYANIN YÜZYILI OLACAKTIR –
Spartacus