“O bir vatan haini ve asılacak”
Times dünya haberleri sayfalarındaki bir haberde ve bir başyazısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti hakkındaki yolsuzluk iddialarını ele alan bir habere yer veriyor. Gazetenin İstanbul Muhabiri Alex Christie Miller’ın Erdoğan’ın İstanbul Büyükçekmece’deki seçim mitinginden geçtiği haber “Rüşvet skandalı seçim kampanyasında Erdoğan’ın peşini bırakmıyor” başlığını taşıyor.
BBC Türkçe’nin yansıttığı habere göre, Times haberinde Büyükçekmece mitinginde Erdoğan’ı “Hoş geldin büyük usta” yazılı bir pankartın karşıladığını ancak Erdoğan’ın birkaç bin taraftarına konuştuğu yerin biraz ötesindeki Büyükçekmece sakinlerinin adının anılmasından öfkelendiğini belirtiyor.
Alex Christie Miller yakındaki bir manavda bir müşterinin “Halk onun nasıl bir hırsız olduğunu anladı” dediğini aktarıyor ve elleriyle asılma jesti yapıp, “O bir vatan haini ve asılacak” dediğini anlatıyor. Haber şöyle devam ediyor;
“SADAKAT VE NEFRET UYANDIRAN LİDER”
“Erdoğan’ın kendisi 30 Mart’taki seçimlere girmeyecek olsa da, yerel seçimler sadakat olduğu kadar nefret de uyandıran bir lider hakkında kutuplaştırıcı bir referanduma dönüştü. Ankara ve İstanbul’da belediye başkanlığı yarışı yapılacak ve Erdoğan’ın partisinin ikisini de kazanacağı kesin değil. Yolsuzluk iddialarının tetiklediği bir meşruiyet kriziyle karşı karşıya kalan Erdoğan seçmenlerden sandıkta AKP’yi destekleyerek kendisini aklamalarını istedi.”
Haberde Erdoğan’ın aynı günkü bir başka konuşmasında seçimden birinci parti olarak çıkamaması durumunda parti liderliğinden istifa edeceğini söylediği de aktarılıyor.”
“SONUN BAŞLANGICI OLABİLİR”
Times yolsuzluk skandalına karşın son kamuoyu yoklamalarına göre AKP’nin yüzde 42 ila 47 oy alacağı belirtilirken, seçimden önce yeni iddiaların gündeme gelmesinin beklendiğini ve seçimde beklenenden düşük oy alınmasının Erdoğan’ın başbakanlığında sonun başlangıcına işaret edebileceğini vurguluyor. Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın “Yüzde 40’ın altında oy alınması AKP içinde liderliğinin daha fazla sorgulanması anlamına gelebilir” şeklindeki sözlerine de yer verilen haber şöyle devam ediyor;
“MENDERES BENZETMESİ”
“Erdoğan yolsuzluk iddialarını Türkiye’nin geleceği adına bir ölüm kalım mücadelesi olarak tanımlıyor ve iddiaları ülkenin siyasi ve ekonomik çöküşünü amaçlayan iç ve dış düşmanların uydurduğunu savunuyor. Seçim konuşmalarında birçok kez kendini 1950’de ülkenin ilk serbest seçimlerinde iktidara gelen Adnan Menderes’e benzetiyor. Erdoğan gibi Menderes de karizmatik ve popülist bir liderdi ve iktidarının son yıllarında otoriter bir tutum almıştı. 1960’taki askeri darbeyle devrildi, yargılandı ve asıldı. Erdoğan Bakırköy’deki mitingde ‘Menderes’e yaptıklarını bana da yapmak istiyorlar’ dedi. Rakiplerini ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin temsil ettiği eski laik seçkinler, müphem dış güçler ve ABD’de yaşayan imam Fethullah Gülen’in liderliğindeki İslami hareket olarak saydı. Erdoğan seçmenden oy isterken etkileyici siciline işaret ediyor. 11 yıllık iktidarında dev altyapı programları ve sağlıkta reformlar gerçekleştirdi, dindar çoğunluğun üzerindeki laik kısıtlamaları kaldırdı ve Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak ortaya çıkmasına liderlik etti.”
Seçim mitingindeki kalabalığın arasında bulunan Şemsi Özata adlı bir seçmenin “Erdoğan sayesinde Türkiye başka bir döneme, başka bir yüzyıla girdi” dediğini aktaran Times mitingdeki herkesin yolsuzluk iddiaları doğru olsa bile Erdoğan’a oy vereceğini söylediğini aktarıyor. Fatma Murat adlı bir seçmenin de “Yolsuzluk hep vardı. Ama aynı zamanda bizim için çok çalıştı” dediği belirtiliyor. Haber şöyle sona eriyor;
“Ancak başka yerlerde iddialar Erdoğan nefretini genel olarak meşruiyetinin sorgulanmasına dönüştürdü. Büyükçekmece’deki manav Aydın Yılmaz, ‘Erdoğan hükümetin başına geçen en tehlikeli kişi. Gitmeli’ diyor.”
YOLSUZLUK İDDİALARI: “İKTİDAR YOZLAŞTIRIR”
Times Erdoğan hakkındaki yolsuzluk iddialarını “İktidar yozlaştırır” başlıklı bir başyazısında da ele alıyor. ‘Laik Türkiye’nin başbakanın kayırmacı tavırlarını cezalandırma şansı var” denilen başyazıda, makalede 10 yıldan uzun bir süredir ilk kez Recep Tayyip Erdoğan’ın bir seçim kaybetmeye yakın olabileceği söyleniyor ve bunun hem Türkiye, hem de komşuları için iyi bir şey olacağı vurgulanıyor.
Times’ın başyazısı şöyle devam ediyor;
“Bir yıl önce Türkiye’nin frenlenemeyen başbakanı Batı’ya olağandışı gibi görünen bir sorun çıkardı. Popüler, demokratik yollardan seçilmiş ve ekonomide çok başarılı bir liderin tırmanan İslamcılığına nasıl yanıt verilmeli? Erdoğan artık o kadar da özel görünmüyor. Hala büyük ekonomik büyümeye işaret edebilir. Ama bu göz korkutucu derecedeki çok yakından idaresi sayesinde olduğu kadar, buna rağmen de olabilir. Artık iddia edemeyeceği şey de ahlaki üstünlük. Geçen yaz 11 kişinin öldüğü, binlerce kişinin de yaralandığı çatışmalarda, İstanbul’daki barışçıl protestoculara karşı güç kullanıp, bir çadır kenti dümdüz etti.”
“Telefon konuşmalarında adalet bakanından laik bir rakibine karşı soruşturmayı hızlandırmasını istediği duyuldu. Yandaşları üzerinden milyonlarca dolarlık yolsuzluk iddialarıyla ilişkilendirildi. Buna 2,5 milyar Dolarlık köprü projesi de dahil” diyen gazete, “Erdoğan’ın yolsuzluk iddialarını soruşturan, yüzlerce yargıç ve binlerce polisin kovulmasını ya da görev yerinin değiştirilmesini ayarladığını” da söylüyor.
“KENTLİ LAİKLER ÖFKELİ”
Gazete makaleye şöyle son veriyor;
“Son olarak da iktidarına karşı çıkan ABD’deki bir din adamının zarar veren iddialarını yaymak için kullanıldığından Facebook ve Youtube’u kapatma tehdidinde bulundu. Erdoğan kirli oyunların kurbanı olabilir. Öyleyse şimdiye kadar bunun bu işin ayrılmaz bir parçası olduğunu öğrenmiş olmalı. Anadolu’daki esaslı Müslüman desteği sayesinde üç kez, özgür ve adil olarak değerlendirilen seçimleri kazandı. Bu destek her zamanki kadar güçlü, ama laik kentli rakipleri de her zamankinden daha öfkeli. Bu ayki yerel seçimlerde bunu gösterme şansları olacak. Eski kalesi İstanbul’u kaybetmek yüzüne atılacak yararlı bir tokat olur.”