Sinan Nurhak Dağlarından Sonsuzluğa

1912384_828772587152405_224508864_n“İngilizlerden Önce Tamamladık Evleri, Haysiyetimizi Koruduk” 19 Ağustos 1966’da, Erzurum, Muş ve Bingöl’de yaklaşık üç bin kişinin öldüğü şiddetli bir deprem olur. Depremzedelere yurtiçi ve yurtdışından yardım yapılır. TMTF Genel Yazmanı Nevzat Kutlar, TMTF Basın İlişkiler Komisyonu Başkanı Uğur Büke, Maden-İş Genel Başkanı Şinasi Kaya ve 11 stajyer doktor, beraberlerinde 100 bin lira değerinde ilaç ve çeşitli malzemeyle deprem bölgesine gider, MTTB de 6 kişilik bir heyetle bu gruba katılır. Ayrıca, Ankara Yapı Enstitüsü’nden 100, Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’ndan 50 öğrenci ile Avrupa’nın değişik ülkelerinden öğrenciler, prefabrik ev kurmak amacıyla deprem bölgesine ulaşırlar. Sorunları yerinde görmek ve depremzedelerin sorunlarının bir an önce çözümlenebilmesi amacıyla, diğer partilerin lider ve milletvekillerinin yanı sıra, TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar, İstanbul Milletvekili Prof. Sadun Aren, İstanbul Milletvekili Çetin Altan ile TİP Genel Sekreteri Cemal Hakkı Selek’ten kurulu bir heyet, bölgeyi ziyaret eder.

ODTÜ yönetimi de, deprem bölgesine hem para yardımında bulunur hem de burada ev yapmaya karar verir. Rektörlük, ilk olarak topladığı 50 bin lirayı Erzurum ve Muş valiliklerine gönderir. Daha sonra, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Profesör Abdullah Kuran’ın başkanlığında öğrenciler, öğretim üyeleri ve idari personelden kurulu 40 kişilik bir ODTÜ ekibi, ev yapmak için 7 Eylül’de otobüsle Varto’ya gider. ODTÜ öğrencileri, ayrıca Ankara’dan topladıkları çuvallar dolusu giyim eşyasını da Varto’ya götürür; başta Çaylar bucağı olmak üzere altı yerleşim biriminde dağıtır. Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Abdullah Kuran, asistan Yıldırım Yavuz ile aralarında ODTÜ Öğrenci Birliği Başkan Yardımcısı Çağatay Anadol, Seçkin İnceefe, Ercan Enç, Orhan Silier, Cengiz Haksever, Bayram Yaşar, İsmail İnanç ve Cengiz Ballıkaya’nın bulunduğu 15 öğrenci ve üniversitenin 18 teknik elemanı, Korkut köyünde on dört gün içinde on tane prefabrik ev yaparlar.

Bu evler, tamamen ODTÜ mensupları tarafından sağlanan parayla yapılır. Her biri iki odalı, iki kapılı ve iki pencereli olan 32 metrekarelik bu on evin yapımı 23 Eylül 1966’da bittiği zaman, ODTÜ Öğrenci Birliği Başkan Yardımcısı Çağatay Anadol, son evin çivisini çaktığı keseri yere atar ve ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş’ın boynuna sarılarak, “Nihayet İngilizlerden önce tamamladık evleri, deprem bölgesinde ilk evleri yapma şerefini yabancılara kaptırmadık. Haysiyetimizi koruyabildik,” der. ODTÜ öğrencileri, 1967 yılı yaz aylarında da sekiz haftalık stajlarını yapmak amacıyla Türkiye’nin çeşitli bölgelerine giderler. Bu dönem, staj gruplarından birisi Niğde’ye, birisi Kastamonu’ya, diğeri Muş’a gider. Aralarında Ertuğrul Kürkçü, Koray Doğan ve Mehmet Sait Kozacıoğlu’nun da bulunduğu bir grup, Kastamonu’nun Azdavay ilçesi Pınarbaşı köyüne gider. Öğrenciler, köy konağı ve jandarma yatakhanesi yaparlar.

ODTÜ grubu da, üniversitenin bir otobüsüyle yaptıkları uzun bir yolculuktan sonra, Muş’un 30 km. doğusundaki Korkut köyüne varır. Mimarlık Fakültesi öğrencilerininin amacı, 1966’da yaşanan depremde zarar görenler için ODTÜ’nün ev yaptığı Korkut köyüne, bu kez bir ilkokul yapmaktır. Bu grupta staj öğretim üyesi Teoman Aktüre ve asistan Halis Aydıntaçbaş ile aralarında Sinan Cemgil, Arif Şentek, Ali Balamir, Umur Taluğ ve Cengiz Aydın’ın da bulunduğu yaklaşık otuz öğrenci vardır. Grup, staj boyunca Muş Yatılı Bölge Okulu’nda konaklar. Aralarında Doğu Anadolu bölgesini ilk kez görenler vardır. Demir Özlü, Herkül Milas, Hamit Necmettin Yazıcı, bu sırada Muş 227.

Piyade Alayı’nda askerlik yapmaktadırlar. Bir pazar günü, bir köy evinde hep birlikte yemek yenir, sohbet edilir.

Sinan Cemgil, Arif Şentek, Cengiz Aydın ve bazı arkadaşları, bir gün Elazığ’a gezmeye giderler.

Kahve içmek için bir gazinoya gitmeye karar verirler. Gazinodaki türkücü sahnede, “O güzel gerdanı hangi mimar döşedi” diye türkü söylemektedir. Sinan ve arkadaşları, “Vayy, bizim geldiğimizi anladı,” diyerek bu tesadüfe gülerler. Muş’un yakın köyleri gezilir.

Gezilen köylerde, folklor üzerine çalışmalar yapılır. Buradan öğrenilen, “Bir jandarma geliyor kaymakam konağından, fiske vursan kan damlar o yarin yanağından” diye başlayan türkü, ilerleyen dönemlerde öğrenciler arasında çok sevilecektir. Grupta bulunan öğrenciler, inşaatın her aşamasında severek, isteyerek çalışırlar ve sekiz hafta içinde okulu bitirirler.

Okul, 28 Ağustos 1967’de ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş tarafından hizmete açılır. Staj dışında, 1967 yazında Doğu’ya gezi için giden ODTÜ’lü bir öğrenci daha vardır: Mimarlık Fakültesi öğrencisi Mehmet Akın Atauz. Çalışarak biriktirdiği parayla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir gezi yapmayı isteyen Mehmet Akın Atauz, Ankara’dan trene binerek Gaziantep’e gider. Sırtında bir çantayla, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Bitlis, Siirt ve Van’ı dolaşır. TİP örgütlerine uğrar, tanıştığı kişilerle sohbet eder, onlara sosyalizmi anlatır. Fakat bu gezide yaptığı konuşmalar nedeniyle Mehmet Akın Atauz hakkında, “komünizm propagandası yaptığı” iddiasıyla dava açılır.