Mavi Gözlü Dev 114 Yaşında
Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni
Nazım Hikmet 15 Ocak 1902’de Selanik’te doğmuş ,kendi otobiyografi’sinde de söylediği gibi bir daha doğduğu şehre dönmemiş, dönememiştir.’’çünkü kavgayla mücadeleye geçen yıllar buna imkan tanımamıştır.61 yıllık yaşamının 40 kusur yılını sanatına ,kavgasına ,sevdasına adamış, ömrünün 13 yılını hapislerde geçirmiş ,kavgasını yüreğinde taşıyan mavi gözlü bir devdi o.. Nazım’sız geçen 50 yılın sonunda kendimizi bir defa daha acının alkışlarına bırakarak 3 haziran 1963’ü anımsıyoruz.’’ne güzel şey hatırlamak seni’’derken hala bir yerlerde umut sürüyor,her yerde değişmeye düzelmeye dair umut ışığı görüyoruz. ’ ‘’mesela bir barikatta dövüşerek düşen o güzel yürekli çocukları ‘’ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’’diyerek mücadeleye çağıran şiirinle anımsıyoruz ..’Gülhane parkındaki ceviz ağacından ,gezi parkındaki ağaçlara uzanan yerde rüzgarın uğultusunu duyuyoruz.o uğultu ki ıslıkla şarkı olmuş İstanbul’dan Ankaraya,İzmir’e Adana’dan Mersin’e kadar uzanmış /uzanmakta hala dört bir yana..ağaçlar mevye veriyor artık.. ‘’hiç bir ağaç böyle harikulade bir yemiş vermemiştir’’. ve ‘’ ümit yetmiyor bize biz artık şarkı söylemek istiyoruz’’.’’onlar her ne kadar kadar ‘’akarsuyun meyve çağında ağacın serpilip gelişen hayatın düşmanı’’ da olsalar bir gün yıkılıp gideceklerine inanıyoruz‘’Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına,’’’’Ve elbette ki, bir gün en şanlı elbisesiyle ,işçi tulumuyla dolaşacak bu güzelim memlekette hürriyet…’’ madem ki “Burjuvazi Kavgaya Davet Etti Bizi, Davetleri Kabulümüzdür”diyor ve ‘’ dost omuzbaşlarını omuzlarımızın yanında hissederek , kellemizi orta yere , yüreğimizi yumruklarımızın içine koyarak karanlığın gözüne bakarak, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümeyenleri arkamızda boş sokaklar gibi bırakarak ‘’yürüyoruz..
Komünist şair Nazım Hikmet’i saygıyla anıyoruz..
otobiyografisinde şöyle yazıyor büyük usta;
’’1902’de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin…”