Mavi Gözlü Dev 114 Yaşında

Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni

923559_10203421929606577_5759871445178221481_n

Nazım Hikmet 15 Ocak 1902’de Selanik’te doğmuş ,kendi otobiyografi’sinde de söylediği gibi bir daha doğduğu şehre dönmemiş, dönememiştir.’’çünkü kavgayla mücadeleye geçen yıllar buna imkan tanımamıştır.61 yıllık yaşamının 40 kusur yılını sanatına ,kavgasına ,sevdasına adamış, ömrünün 13 yılını hapislerde geçirmiş ,kavgasını yüreğinde taşıyan mavi gözlü bir devdi   o.. Nazım’sız geçen 50 yılın sonunda kendimizi bir defa daha acının alkışlarına bırakarak 3 haziran 1963’ü anımsıyoruz.’’ne güzel şey hatırlamak seni’’derken hala bir yerlerde umut sürüyor,her yerde değişmeye düzelmeye dair umut ışığı görüyoruz. ’ ‘’mesela bir barikatta dövüşerek düşen  o güzel yürekli çocukları  ‘’ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’’diyerek mücadeleye çağıran  şiirinle anımsıyoruz ..’Gülhane parkındaki ceviz ağacından ,gezi parkındaki ağaçlara uzanan yerde  rüzgarın uğultusunu duyuyoruz.o uğultu ki ıslıkla şarkı olmuş İstanbul’dan Ankaraya,İzmir’e Adana’dan  Mersin’e kadar uzanmış /uzanmakta  hala dört bir yana..ağaçlar mevye veriyor artık.. ‘’hiç bir ağaç böyle harikulade bir yemiş vermemiştir’’. ve ‘’ ümit yetmiyor bize biz artık şarkı söylemek istiyoruz’’.’’onlar  her ne kadar  kadar ‘’akarsuyun  meyve çağında ağacın serpilip gelişen hayatın düşmanı’’ da olsalar bir gün yıkılıp gideceklerine inanıyoruz‘’Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına,’’’’Ve elbette ki, bir gün en şanlı elbisesiyle ,işçi tulumuyla dolaşacak bu güzelim memlekette hürriyet…’’ madem ki “Burjuvazi Kavgaya Davet Etti Bizi, Davetleri Kabulümüzdür”diyor ve ‘’ dost omuzbaşlarını omuzlarımızın yanında hissederek , kellemizi orta yere , yüreğimizi yumruklarımızın içine koyarak  karanlığın gözüne bakarak, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümeyenleri  arkamızda  boş sokaklar gibi bırakarak ‘’yürüyoruz..

Komünist şair Nazım Hikmet’i saygıyla anıyoruz..

otobiyografisinde şöyle yazıyor büyük usta;

’’1902’de doğdum

doğduğum şehre dönmedim bir daha

geriye dönmeyi sevmem

üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim

on dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliği

kırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğu

ve on dördümden beri şairlik ederim

kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir

ben ayrılıkların

kimi insan ezbere sayar yıldızların adını

ben hasretlerin…”