AKP’nin Polisi El Nusralaşmıştır!

Devlet terörü Türkiye çapında devam ederken, AKP’nin polisi Antakya’da bir cana daha kıydı. Antakyalıların her pazartesi günü Abdullah’ı, Ali İsmail’i, Ethem’i, Medeni’yi, Mehmet’i anmak ve devlet şiddetini protesto etmek için düzenledikleri yürüyüşe saldıran polis, yakın mesafeden sıktığı biber gazı fişeğiyle 22 yaşındaki Ahmet Atakan’ı katletti. Gece boyunca hayatta tutulmaya çalışılan Ahmet ne yazık ki kurtarılamadı.

Abdullah, Ali İsmail’den sonra üçüncü yiğidini de toprağa vermenin hüznü ve öfkesiyle dolu Antakya. İstanbul’da 31 Mayıs’ta başlayan isyanın en güçlü taşıyıcılarından biri oldu Antakya halkı. Armutlu’da direniş ateşi neredeyse hiç sönmedi o günden bu yana. Abdullah Cömert’in “memleketi siz mi kurtaracaksınız” teslimiyetçiliğine “kurtaramasak da yolunda öleceğiz!” cevabı direnişlerinin rehberleri oldu hep.

AKP başa geldiği günden bu yana kendisinden olmayana savaş açmıştı zaten. Ancak son üç aydır gerçek anlamıyla halkla savaşıyor AKP. TOMA’lar, Akrepler, gaz ve ses bombaları, tabancalar, tüfeklerle halka saldırıyor. Karşısında yürekleriyle direnenleri “düşman” olarak görüyor. Katil polisinin uyguladığı zulmü “kahramanlık” diye anlatıyor. Yalanla, manipülasyonla eşitlik, özgürlük ve adalet için direnenleri karalamaya çabalıyor.EL NSRA

Polis şiddetinin geldiği noktada artık mızrak çuvala sığmaz durumda. Mevcut durumda Polis teşkilatı AKP’nin silahlı çetesinden başka bir şey değildir. Nasıl ki El Nusracı, El Kaideci çeteler Suriye’de Alevileri, Kürtleri, kendilerinden yana olmayanları katli vacip ilan edip insanlık dışı işkencelerle katlediyorsa, AKP’nin polisi de Tuzluçayır’da, Gazi’de, Akkapı’da, Armutlu’da “Alevi Piçler, Şerefsiz Fellahlar, hain teröristler, hepinizi öldüreceğiz” diyerek halka saldırıyor. AKP açıkça bir iç savaşı, mezhep çatışmasını körüklüyor!

Kendini savunmak için ellerinde cesaretlerinden başka hiçbir şey olmayanlar yaşamlarını, gözlerini, özgürlüklerini yitirirken katiller ellerini kollarını sallayarak katliamlarına devam ediyorlar.

AKP hükümetinin foyası artık açığa çıkmıştır. AKP halk düşmanı, ırkçı, mezhepçi, işçi ve kadın düşmanı, emperyalizm işbirlikçisi bir partidir. Sadece ülkede değil bölgede de savaş kışkırtıcısıdır. Ve kendilerinden bunlardan öte bir icraat beklenemez.

Öyleyse iş bize düşmektedir. Ezilen ve emekçi halklar olarak Haziran’da doldurduğumuz sokakları yeniden ve daha güçlü olarak doldurmaktan, kaderimizi elimize almaktan başka bir çaremiz yok! Mehmet, Ethem, Abdullah, Medeni, Ali İsmail, Ahmet daha eşit, özgür ve adil bir dünya umutları için düştüler toprağa. Bize de onların umutlarını sahiplenmek, bayraklarını yükseltmek, mücadelelerini zafere ulaştırıncaya kadar direnmekten başka bir yol düşmez.

Örgütlü bir halkın karşısında hiçbir güç direnemez. Kurutuluşumuz ancak hep birlikte sürdüreceğimiz devrimci mücadeleyle olacaktır. Bu köhnemiş düzeni yıkmak, halkların eşit ve özgürce bir arada yaşadığı adil bir dünya kurmak Ahmet Atakan’a ve tüm devrim şehitlerine sözümüz olsun. Yolunuz yolumuz, mücadeleniz mücadelemizdir. Halklarımız anılarınızı özgür günlere taşıyacaktır.

Fasizme Ölüm Halka Hürriyet

Yaşasın devrim ve sosyalizm!