İbadethaneleri Gerçekte Kimler Kirletiyor?!..

Gezi direnişini itibarsızlaştırmaya ve etkisizleştirmeye çalışanların “Camide içki içildi” yaygarasını ve elimizde kamera kayıtları var denilip “Başörtülü bir kadına yarı çıplak 100 kişi saldırdı” gibi pek çok iftirasını, bunca kamera, bunca şahit ve bunca araştırma boşa çıkarmış olsa da; yeni saldırılarını “ibadethaneyi kirletmek” üzerinden yasal kılıflara girdirmeye çalışıyorlar.

Bir Tarafta Ezilenler, Diğer Tarafta Yalan ve Demogojiden Beslenen Bezirganlar Var!..

Bu ülkede ve tüm dünyada emek ve demokrasi mücadelesinin, hak ve adalet arayışının bir parçası olan Gezi sürecine bakış açımızı ve pratik duruşumuzu, direnişin ilk gününden itibaren pek çok kez belirttik ve hayata geçirdik. Temelde insan olmaktan ve bu ülkede yok sayılarak yaşıyor olmaktan kaynaklı tarafımız bellidir. Biz, emeğin ve kimliğin, biz onurlu yaşamın, biz halkların yanındayız!..

Egemenlerin tutumu gibi, açık-gizli onlardan yana olanlar da bellidir. İbadethaneleri ve tüm değerleri kirletenler, hayatımızın tümünü gaspetmeye çalışan sömürücüler ve onların aklına uyanlardır. İnsanlık tarihi, onları ve halklara karşı kurdukları tuzakları bir utanç belgesi olarak belleğine kayıt edecektir. Ancak görüyoruz ki; halkın dini duygularını her ihtiyaçları olduğunda sömüren ve kışkırtanların tüm oyunları; vicdansızlığın, adaletsizliğin ve gaddarlığın taşeronluğunu yapanlara diz çöktüren “Gezi ruhu”nun ülke genelindeki saygınlığını köreltmeyi başaramıyor.3,

Yine de durmuyorlar.. Yitirilen canlara, yaralanan binlerce insana karşılık bir türlü harekete geçmeyen idari ve hukuki mekanizma bu kez, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kabul ettiği Gezi parkı iddianamesinin içinde anılan suçlar arasında “ibadethaneyi kirletmek” gibi bir suçu “hukukileştirme”ye çalışıyor.

Buna karşılık olaya dair çarpıcı değerlendirmeler yapan İlahiyatçı Eren Erdem, “Mescidler, polis şiddetinden korunmak için maske takanlar tarafından kirletilmez, pisliklerini örtmek için mümin maskesi takanlar tarafından kirletilir.” dedi.

Kendisinin politik-dini fikir düzlemini genel hatlarıyla doğrulayıp doğrulamamak ayrı bir konu ama Eren Erdem’in yaptığı bu açıklama, dini referansları kullanarak inançları istismar edenlerin tutarsızlıklarını ve tarihsel bir yanılgıdan beslendiklerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Eren Erdem’in açıklamalarının tümü şöyle:

“İbadethaneyi kirletmek. Bu kavramı ilk işittiğimde güldüm. Dolmabahçe’de ki Bezm’i Alem camisinin içinde olanlar sanırım bu dava kapsamında suç olarak ele alınacak… Gezi parkı eylemlerinin ilk gününden itibaren hep sokaktaydım. Henüz 22 kişiden ibaret bir topluluk olduğumuz gece ile son günlere kadar geçen tüm süreci film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiriyorum. Henüz hiçbir partinin, örgütün dahil olmadığı, 22 kişiden ibaret bir topluluk olduğumuz gece, ağaçların kesildiği haberiyle Taksim’e koşmuştuk. O gece, yatsı namazımı parkın içinde kılmıştım…

Ben, ibadetini mescidde yapan, İslam düşüncesi ve sosyolojisi üzerine kitaplar yazmış, bu hususta çalışmalar yürüten inançlı bir devrimciyim. Bu ülkedeki mescidler tarihi boyunca “Bezm’i Alem camisinin” o gece üstlendiği rol kadar “mescid olamamıştı…” Zulüm görenlerin mescide sığınması, mescidin esasıdır. Mescidler, polis şiddetinden korunmak için maske takanlar tarafından kirletilmez, pisliklerini örtmek için mümin maskesi takanlar tarafından kirletilir.

İbadethaneler, polisin gazından kaçanların ayakkabısıyla kirlenmez. Bankadan çıkıp camiye gelen abdestli kapitalistler tarafından kirletilir…Kaçak yapı olduğu iddiasıyla, içine dozer giren cemevlerinin olduğu ülkemde, polisin insanlık dışı şiddetinden kaçanların sığındığı mescidin halısında 2 parça toprak olduğundan dava açan savcının imanından, mizanından şüphe ederim. Siz, hakikatlerin peşinde olan kimseler misiniz? Yoksa muhterislerin saltanatını mı ihya ediyorsunuz?

İbadethanelere bu kadar değer veriyorsanız ve “ibadethaneyi kirletmek” gibi bir suç tanımınız varsa, “alevilerin ibadethanesine cümbüş evi diyen” alçakları yargılamak gibi bir adil tutum içine girebilir misiniz? Yoksa siz sadece işinize gelenleri yargılar, işinize gelenlere mi adaleti uygularsınız?

Zaman gazetesi istihbarat şefinin itirafı ile perçinlenen, mescidin içine içkiyle girilmediği, o kutunun sonradan koyulduğu bilgisi üzerine, bu işin faillerini araştırıp, bu iftiraya karşı bir soruşturma başlatacak mısınız? Yoksa başbakan gibi, “bu cuma yayınlayacağım” dediği ama Hiçbir cuma yayınlayamadığı olmayan görüntüler mi üreteceksiniz?

Soralım. Mescilerimize, polisin şiddetinden kaçarak giren gençlerden nefret ettiğiniz kadar, mescidlerimizin içine girip, çıktıktan sonra rant ve ihale masasına oturan düzenbazlardan da nefret ediyor musunuz? Eğer ediyorsanız, sizi kim tutuyor da, onlar aleyhinde tek bir soruşturma açmaya teşebbüs etmiyorsunuz?

Yoksa siz Ferisi misiniz?

Hz.İsa’nın Ferisi’lere nasıl hitap ettiğini hatırlıyor musunuz?

Nerden hatırlayacaksınız.

Hatırlatayım…

Ey Ferisi’ler, ey engerek soyları!

Allah’ın evini, ticarethaneye çevirdiniz… (Hz.İsa)

İbadethaneler nasıl kirletiliyor, şimdi anladınız mı?”11694755_1135038979859096_8977174301283371743_n

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

# Görsel: Dolmabahçe Cami’de yaralıları tedavi eden doktor hayatını kaybetti..
Haziran Direnişi günlerinde Dolmabahçe Camii’nde yaralıları iyileştirmek için gösterdiği çaba ile bilinen doktor Kaan Özdedeli geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti Özdedeli’nin cenazesinin yarın İzmir’den kalkacağı duyuruldu.