Alman silahlarıyla öldürülmek

Alman silahlarıyla öldürülmek bölge insanları için ne ilk ne de son 

Halepçe’yi yıkan Alman firması yeniden Irak’ta (15 Mart 2013)

6 bin 500’den fazla Kürt sivilin katledildiği Halepçe katliamı, 25 yıl sonra Alman Federal Meclisi’nin gündemine taşındı. Katliamda Saddam’ın bir numaralı suç ortağı olan Alman firmasının ise yeni ticari anlaşmaları için geçtiğimiz günlerde Irak’a gittiği ortaya çıktı.

halepçe

16 Mart 1988’deki katliamda kullanılan gazların yüzde 52’si Alman yapımıyken, bombalar da Alman teknolojisi ile üretilmişti. Sol Parti Halepçe ve Anfal operasyonun soykırım olarak tanınmasını, Almanya’nın mağdurlara tazminat ödemesi ve silah tüccarlarının yeniden yargılamasını talep ederken Alman Federal Meclisi “Derinden üzüntü duyuyoruz, mağdurları yalnız bırakmayacağız” mesajını vermekle yetindi. Katliamda Saddam’ın bir numaralı suç ortağı olan Alman firmasının ise yeni ticari anlaşmaları için geçtiğimiz günlerde Irak’a gittiği ortaya çıktı. Karl Kolb, gaz ve bomba üretmesi için Saddam’a malzeme satan firmaların başında geliyor.

ANF’den Perwer YAŞ’ın haberine göre 14 Mart 2013 akşamı, hükümet partileri CDU/CSU ve FDP’nin Alman Federal Meclis’ine Halepçe katliamına ilişkin sunduğu önerge en fazla oyu alarak kabul edildi. Almanya’nın Halepçe ile Anfal katliamlarından dolayı derin üzüntü duyduğu ve hükümetin yaraların sarılması konusunda projelere destek vermesi istendi. Ancak Halepçe’yi hala soykırım olarak görmeyen Almanya’nın 16 Mart 1988’deki suç ortaklılığı ‘derin üzüntü’yü aşacak boyutlarda.

16 Mart 1988 günü saat 11.00 sularında Güney Kürdistan’ın Halepçe kentine yağan değişik renkte dumana benzeyen kimyasal gazlar en az 5 bin Kürt sivilin hayatına mal oldu. Doğayı tahrip eden, bölgede yaşayan insanlarda hala kanser riskini artırabilen, yakın Kürdistan tarihinde kapanmayacak bir yara açan o gazları dönemin Saddam Hüseyin rejimi Samarra kentindeki fabrikada üretmişti.

Bombalar, Alman teknolojisiyle üretildi

Bir günlük işlem sonucu fabrikadan gazlar, ‘harika Alman’ teknolojisi sonucu elde edilmişti. Hamburglu ‘Water Engineering Trading’ firması Samarra’ya ‘civatalama’ tekniğini göndermişti. Böylelikle Halepçe’ye ölüm yağdıran 20 bombanın ağzı hatasız şekilde kapatılacak, Kürdistan’ın o küçük kentine ulaşana kadar bombalardan gaz sızmayacaktı.

Bayernli otomotiv parçası üreten W.E.T. firması ise 7 Milyon Mark değerinde bombaların kılıfını ve ateşleme sistemini satmıştı. Saddam rejimi, gazları elde etmek için de Hessen’deki Karl Kolb firmasından kimyasal madde ve laboratuar malzemesi satın almıştı. Daha sonraki yıllarda uluslararası bağımsız kuruluşlar, Halepçe’ye atılan bombaların üretiminde Alman firmalarının en az yüzde 52 oranında payı olduğunu rapor edecekti.

Almanya suçunu hasır altı etti!

Fakat Saddam’ın ölümcül silahlara sahip olduğu batıda bilinmeyen bir sır değildi. Daha 1984 yılında New York Times gazetesi Bağdat’ın Alman firmalarının yardımıyla kimyasal silah üretmeye başladığını yazmıştı. 1982-1986 yıllar arasında Saddam, Almanya ile 625 milyon dolar değerinde silah ticareti yapmıştı. Almanya ve Saddam’ın silah dostluğu bununla da sınırlı değildi. Almanya, sadece Mahmudiye’deki füze sistemi için 1,2 milyar Dolar değerinde malzeme sattı.

Halepçe’den iki yıl sonra 1990 yılının başında Almanya’nın suç ortaklığı gündeme geldi. Federal mecliste araştırma komisyonun kurulması istendi, fakat dönemin Helmut Kohl hükümeti silah tüccarlarına arka çıktı, skandalı hasır altı etti. Ancak Ağustos 1990’da Alman savcıları hareke geçebildi ve Karl Kolbe ve W.E.T. firmalarından 7 yönetici hakkında tutuklama kararı çıkarttı.

Fakat firmaların Saddam’a malzeme sattığı ispatlanamadı, çünkü satış yasal olmayan yollarla yapılmıştı. Alman istihbaratı ise bu kirli ticarete göz yummuştu. 1992 yılında Alman gazeteciler Hans Leyendecker ve Richard Rickelmann, kaleme aldıkları “Ölüm ihracatı-Ortadoğu’daki Alman silah skandalı” kitabında ‘Made in Germany’ damgalı malzemlerin Halepçe’yi nasıl vurduğunu ayrıntılı olarak anlattılar.

Suçlu firma yeni projeler için Basra’da

Merkezi Frankfurt yakınlarındaki Dreieich kasabasında bulunan Halepçe suçlusu Karl Kolbe firması yetkililerinin geçtiğimiz günlerde yeniden Irak’ta görülmesi dikkat çekti. Firmanın genel müdürü Dr. Michael Fraenzel başkanlığındaki heyet Basra’da yeni ticari anlaşmalar için nabız yokladı.

Firma yetkilileri kentteki üniversite ve hastanede hücre araştırmaları yapacak laboratuarı kurmak için Basra valisiyle görüştü. 60 yıllık Karl Kolbe, dünya çapında laboratuar tekniğini üreten ve satan firmaların başında geliyor. Saddam Hüseyin ile suç ortaklığının bilinmesine rağmen firmanın Irak’a nasıl davet edildiği ve Basralı yetkililerden nasıl bir yanıt aldığı merak konusu.

Hollanda, Van Anraat’ı savaş suçlusu ilan etmişti

Hollandalı silah tüccarı Frans van Anraat, Halepçe yüzünden mahkum olan bir savaş suçulusu. Anraat, 1980’li yıllarda Saddam rejimine hardal gazında kullanılan tonlarca thiodiglycol (TDG) adlı kimyasal madde sattı. Hollanda yargısı, Halepçe katliamındaki rolü nedeniyle savaş ve insanlığa karşı suçlardan Anraat’ı 17 yıl hapse mahkum etti ve cezası Mayıs 2007’de yüksek mahkeme tarafından onandı. Geçtiğimiz Ekim ayında ise Hollanda Anraat hakkında 1 milyon Euro’luk yeni bir dava açtı.

Hollanda, Van Anraat’ı yargılayarak hapse mahkum etmesine karşın, katliamdan ötürü Kürtlerden özür dilemedi, mağdur yakınlarına her hangi bir tazminat ödemedi. 1998 yılında BM’nin yürüttüğü bir soruşturmada, kimyasal silah üretiminde kullanılabileceği bilinmesine karşın dönemin Hollanda ticaret bakanının Anraat’ın Saddam’a kimyasal TDG maddesini satımına engel olmadığı, hatta satışa onay veren belgelere imza attığı ortaya çıkmıştı.

Bahsi geçen Alman firmasının ürün ve uygulamalarıyla ilgili bazı web siteleri

karlkolb.com

laboratorytalk.com

chemeurope.com

Derleyen: Deniz Kartal –

kimyasal silahlar