Deniz’leri Hatırlatmanın Vaktidir!.
Gazze’deki katliama bakın
Cuma çıkışında İsrail bayrağı yakanlara…
Sahurda Adana’daki ABD konsolosluğunu taşlayanlara…
Kürecik’teki NATO üssünü gündeme taşıyanlara…
1969’da Amerikan 6. Filosu İstanbul’u ziyarete geldiğinde 76 gençlik örgütü, “Emperyalizme hayır” demek için toplanmıştı.
Kim dikildi onların karşısına?
Bugün iktidardaki zihniyetin o zamanki örgütü, Komünizmle Mücadele Derneği…
Bugün gazetesi, “Cihada hazır olun” diye kışkırtmıştı.
Saldırdılar.
“Kanlı Pazar”da 2 kişi öldü, 200 kişi yaralandı.
Şimdi Amerikan emperyalizminden yakınanlar, o gün Amerikan saflarında ilericilere saldıranlardır.
***
O yıl sağcılar Amerikan 6. Filosu’na kalkan olurken,
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve arkadaşları nerdeydi?
Filistin’de El Fetih saflarında İsrail’e karşı savaşıyorlardı.
Çoğu ailesini, okulunu, istikbalini terk etmiş, soluğu Filistin kamplarında almıştı.
Deniz kampa gittiğinde,
“Burada kalıp çarpışacağız; belki öleceğiz” diye girmişti lafa…
Yusuf, “El Fetih’e Niçin Gittim” başlıklı yazısında,
“Ortadoğu’da ABD emperyalizminin ileri karakolu olan İsrail’e karşı, Arap halklarının antiemperyalist direnişine omuz vermeye gittik” diye yazmıştı. (Daha fazla ayrıntı için bkz: “Denizler ve Filistin”, Turhan Feyizoğlu, Alfa, 2011)
Bugün Filistin davasına sahip çıkar gibi yapanların oylarıyla asıldı Hüseyin, Yusuf ve Deniz..
Onları kurtarmak için yola çıkan Sinan, Alpaslan, Kadir ve yoldaşları nereye gidiyorlardı?
Kürecik’teki NATO radar üssüne…
Tüm bölgeden NATO için bilgi toplayan ve muhtemelen ABD aracılığıyla İsrail’e aktaran Kürecik’i, AK Parti’nin Dışişleri savunuyor şimdi…
O zaman da iktidarın gözü gibi koruduğu bir tesisti orası…
Peki Kürecik’i basmaya giden THKO’lular ne oldu?
Nurhak’ta Jandarma kurşunuyla katledildiler.
ODTÜ’lü Sinan’ın delik deşik olmuş cenazesini almaya giden babası, onu ihbar eden köylülere demişti ki:
“Oğlumu en iyi okullarda okuttum. Ölmese mühendis çıkacak, varlıklı bir hayat yaşayacaktı. O, bu ülkenin ve sizin iyiliğiniz için ölmeyi tercih etti. Bilesiniz diye söylüyorum.”
Bugün Kürecik’i protesto edenler arasında, Sinan’ı ihbar edip ödül alan köylülerin torunları var mıdır acaba?
20’li yaşlarda çocuklardan bahsediyoruz.
O yaşlarda görmüşlerdi, emperyalizmin bölgedeki tezgâhını, İsrail’in saldırganlığını, Filistin’in dramını…
Bir yandan Türkiye’deki üslere, tesislere, filolara karşı mücadele verirken öte yandan Filistin halkına yardıma koştular.
Her forumda, her duruşmada Filistin davasına arka çıktılar.
Hapsedildiler, işkence gördüler, vuruldular, asıldılar.
Onlardan sonra Filistin, gerileye gerileye bir avuç toprağa sıkıştı.
Siyonizmle birlikte büyüyen antisemitizm, soldan boşalan zemine yerleşti.
Dün, ABD’ye karşı duranları bıçaklayan kafa, cami çıkışında ABD bayrağı yakıyor şimdi…
Filistin davasının safında savaşanları astıran gelenek, Gazze’ye ağlıyor.
Kürecik’i basmaya gidenleri kurşunlatan zihniyetse hâlâ “Kürecik namusumuzdur” türünden açıklamalar yapıyor.
Yazık, Gazze’de ölen çocuklara…
Bizim çocuklar, onlar yaşasın diye ölmüştü.
C.DÜNDAR