Reformizm Sınıf Mücadelesini Değil;Sınıf Íşbirliğini Savunur..

Stalin-and-Lenin-HeightsReformizm kademeli artan demokratik ilerlemenin toplumun temel ekonomik ilişkilerini ve politik yapısını değiştireceğini söyleyen görüş. Bu görüş Marksist düşüncede yer alan toplumu, spesifik anlamda altyapıyı, değiştirmek için devrimin şart olduğu yönündeki devrimci anlayışa karşıdır. Bu nedenle gerçek sosyalist ve komunistler tarafından revizyonizm oportunizm, parlemantarizm gibi kuramlarla yan yana tutularak mahkum edilir.

Sosyalist reformizm ilk defa iki önemli sosyal demokrat BERNSTEIN  ve KAUTSKY tarafından ortaya atılmıştır. Bu görüş kısa sürede Rosa Luxemburg ve Lenın  gibi devrimci düşünürlerin ve politikacıların eleştirisine maruz kalmıştır. Ekim Devrimi ile sonra iktidarın almasından sonra reformistler BOLSEVIKLERIN etkisiyle KOMINTERN tarafından “Avrupa’da koşulların oluşmasına rağmen devrimin önünde engel teşkil eden burjuva sözcüsü sosyal faşistler” olarak nitelendirilmiştir.

Günümüzde reformistler, ülkeden ülkeye tanım değişmekle beraber ortanın solu olarak adlandırılabilir. Genellikle reformizmin politik hareketi sosyal demokrasi partileri çatısı altında yansır.

Marksizm’deki yeri

Lenin, ekonomizm ve sendikalizm konularındaki anlayışları sık sık eleştirmiştir. Bu anlayışlara göre göre, ekonomik koşullar kendiliğinden devrimci bir gelişmeyi getirecektir ve bu nedenle işçilerin sendikalarda örgütlenmesi yeterlidir. Lenin bu görüşü, reformizm olarak değerlendirmektedir.

Bununla birlikte Lenin reformculuğu isci sinifi’na söylenen bir aldatmaca olarak tanımlamaktadır. Marksizm ve Reformizm adlı makalesinde şöyle demektedir;

:“Bir eliyle reformları veren liberal burjuvazi, öteki eliyle bunları durmadan geri alır, hiç derekesine indirir, işçilerin köleleştirilmesi, tek tek gruplara bölünmesi, emekçilerin ücretli köleliğin ölümsüzleştirilmesi için bunlardan yararlanır. Bu yüzden reformculuk, tam anlamıyla içtenlikle söylenmişse bile, gerçekte burjuvazinin işçilerin isteğini kırmasına ve güçlerini ellerinden almasına yarayan bir alete dönüşür. Tüm ülkelerin deneyimleri gösteriyor ki, işçiler ne zaman reformculara inanmışlarsa, hep aldatılmışlardır.

Buna karşılık işçiler Marks’ın öğretisini benimserlerse, yani sermayenin egemenliği sürüp gittikçe ücretli köleliğin kaçınılmaz olduğu konusunda aydınlığa kavuşurlarsa, hiçbir türden burjuva reformlarına aldanmazlar. Kapitalizm var olduğu sürece reformların ne sürekli, ne de ciddi olabileceğini bilerek, işçiler, iyileştirmeler için savaşırlar ve ücretli köleliğe karşı savaşımı daha da sert biçimde sürdürmek için iyileştirmelerden yararlanırlar. Reformcular, sadaka yardımı ile işçileri parçalamayı, onları aldatmayı ve onları sınıf savaşımından döndürmeyi düşünürler. Reformculuk yalanını tanıyan işçiler, reformları sınıf savaşımının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması için kullanırlar.

Stalin

“Reformizm, (Bernstein ve diğerleri), sosyalizmi uzak bir hedef olarak görür, bundan öte bir şey değil, ve gerçekte sosyalist devrimi reddeder ve sosyalizmi barışçı araçlarla kurmayı amaçlar. Reformizm, sınıf mücadelesini değil, sınıf işbirliğini savunur. Bu reformizm, gün geçtikçe çürümekte, gün geçtikçe sosyalizme benzer [yanlarının] tümünü yitirmektedir ve bizce, bu makalelerde, sosyalizmi tanımlarken, [reformizmi] incelemenin hiçbir gereği yoktur.”