68’in Antiemperyalist Eylemleri
“Türkiye’nin “68”i genel ve kronik hale gelmiş siyasal ve iktisadi bunalımın içinde yükselen kitle hareketinin bir parçası olarak doğar “
PTürkiye’de ’68 ve Antiemperyalizm
Batı’da öğrenci hareketlerinin yükseldiği ve özellikle de Paris ayaklanmaların yaşandığı 1968 yılı, Türkiye’de de eylemliliğin yükseldiği bir yılı olmuştur. Öğrenci gençlik hareketinin antiemperyalist nitelikli kitleselleşmesi ve ayrı bir koldan gelişen işçi, emekçi köylü hareketiyle zamandaş ve çoğu kez de birleşme yollarının arayışı içerisinde omuz omuza ilerlemesi esas olarak bu yıl başlamıştır.
Toprak işgalleri ve ve yaygın grev dalgaları öğrenci gençliğin antiemperyalist eylemleriyle bir araya geldiğinde, “68”in Türkiye tarihinin en önemli devrimci dönemlerinden biri olduğu görülür.
Türkiye’nin “68”i genel ve kronik hale gelmiş siyasal ve iktisadi bunalımın içinde yükselen kitle hareketinin bir parçası olarak doğar.
68’in Dönüm Noktası
Türkiye’de öğrenci hareketleri üniversite ve öğrenim sorunları ile başlarken öğrenci gençlik kendi demokratik taleplerini halkın demokratik talepleriyle bütünleştirmiştir.
Çıkış noktası öğrenci hareketi olmasına rağmen eylemler zamanla toplumsallaşmış ve yeni bir sistem arayışı içerisinde antiemperyalist mücadele ile birlikte gelişmiştir.
Türkiye “68”inin dönüm noktalarından birisi öğrenci hareketinin kendi içerisinde siyasal olarak aşılması ve içinden siyasi karakterde, radikal ve örgütlü hareketlerin çıkmasıdır.
İlk Antiemperyalist Eylemler
4 Temmuz’da, Türkiye Milli Talebe Federasyonu, ABD başkanı Johnson’a Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin bir fotokopisini yollar. Burada 190 yıl önce Amerika’nın, emperyalizme karşı başkaldırmış bir ülkeyken, bugün “az gelişmiş ülkeler karşısında onların topraklarını pazar yeri olarak elde tutma mücadelesi yapmakta” olduğu söylenmektedir.
Haziran 1967’de Amerikan 6. filosu İstanbul’a gelir ve Filo Komutanı tarafından Taksim’deki anıta bir çelenk konulur. TMTF’li gençler çelengi yakarlar, ardından da Amerika karşıtı gösteriler başlar.
AIESEC Protestosu
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi konferans salonunda, uluslararası AIESEC konferansının yapılacağını duyan ve Süleyman Demirel’in de bu toplantıda konuşma yapacağını öğrenen öğrenciler hükümeti protesto etmek için eylem planlarlar.
Eylem, Süleyman Demirel konuşma yapacağı sırada elinden mikrofon alınarak onun teşhiri yapılacağı şeklinde planlanırken konferansa bakan Seyfi Öztürk katılır. Seyfi Öztürk’ü sadece konuşturmama eyleminde karar kılan öğrenciler Seyfi Öztürk konuşmaya başlayacağı sırada onu yuhalarlar ve Seyfi Öztürk’ü konuşturmazlar.
Daha sonra protestolara katılan ve aralarında Deniz Gezmiş’in de bulunduğu 12 öğrenci tutuklanır. Bu olay, belli bir birikimin ürünü olması ve ilk tutuklanmalara sebebiyet vermesi sebebiyle ’68’in başlangıcı olan olaylardan biri olarak kabul edilir.
6. Filo Protestoları
15 Temmuz 1968 tarihinde Amerikan 6. Filosu yeniden İstanbul limanına demir atar. Sekiz gün sürecek bir ziyarettir bu. Protesto gösterileri, filonun limana girişinden beş saat sonra başlar. İTÜ’lü öğrenciler Dolmabahçe rıhtımına Türk bayrağı çekerler ve İstiklal Marşı’nı okumaya başlarlar.
Gece Beyoğlu’na çıkan Amerikan Denizcileri’ni mürekkep dolu torbalarla karşılayan gençlerden on beş öğrenci tutuklanır. Ertesi gece boya dolu torbalara çatapatlar eklenir ve yirmi dokuz öğrenci gözaltına alınır.
17 Temmuz gecesi Teknik Üniversite Yurdu’nu polis basar ve öğrenciler yurdu savunur. Çıkan çatışmada polis tarafından pencereden atılan Vedat Demircioğlu’nun da aralarında bulunduğu 3 öğrenci yaralanır. Ertesi gün İstanbul Üniversitesi’nin de protestolara katılmasıyla Altıncı Filo Protesto yürüyüşü başlar.
Olayların büyümemesini isteyen FKF’li ve TİP’li öğrenciler Dolmabahçe önünde set olurken Deniz Gezmiş’in önderliğini yaptığı öğrenci grubu seti aşarak Amerikan Askerleri’ni denize dökerler.
20 Temmuz günü Beyazıt Meydanı’nda “Barış İçin Amerikan Emperyalizmine Karşı Savaş” ve “Bağımsız Türkiye” mitingi yapılır. 6. Filo önceden karar verilen ziyaret süresinin bitmesini beklemeden limandan ayrılır.
Vedat Demircioğlu’nun Sembolik Cenazesi
Polis tarafından pencereden atılarak yaralanan ve bir hafta boyunca hastanede yaşam mücadelesi veren Vedat Demircioğlu 24 Temmuz günü ölür. Bu ölüm öğrenci hareketinde yeni bir patlamaya neden olur. Beyazıt’tan Sirkeci’ye kadar olan tüm bölgede polis ve öğrenciler arasında çatışmalar yaşanır.
Ölümünün ertesi gününde sembolik cenaze töreni yapılır. Cenaze töreni semboliktir çünkü Demircioğlu’nun cenazesi öğrencilerden kaçırılarak doğduğu yerde toprağa verilir. Adliye’ye kadar sloganlarla ve tabutla yürüyen öğrencilere halk da destek olur. Deniz Gezmiş konuşma yaptıktan sonra Adliye’den tekrar vilayete doğru yürüyüş başlar ve Cağaloğlu’nda polis öğrencilerin önünü keser. Sıcak ve büyük çatışma araya askerlerin girmesiyle sonlanır.
Kommer Olayı
ABD’nin yeni Büyükelçisi Kommer, 28 Kasım 1968 günü Türkiye’ye gelir. CIA’de çalışmış ve Vietnam’da görev yapmış Kommer’i protesto için önce havalimanında bir gösteri düzenlenir ve polisle çatışma yaşanır. Aralarında Deniz Gezmiş ve Cihan Alptekin’in de olduğu 17 öğrenci gözaltına alınır.
Büyükelçi kendisine karşı tepkilerin en yüksek olduğu bir zamanda ODTÜ’ye gider. Kurşun geçirmez camlarla kaplı özel güvenlikli arabasını rektörlük önüne bırakarak içeriye girer. Kommer’in üniversite içinde olduğu haberi hızla yayılır ve binlerce öğrenci olayı protesto etmek için rektörlük önünde toplanır.
Önce slogan atılır, sonra araba taşlanmaya başlar ve sonrasında araba ters çevrilerek yakılır.