Çizgilerde Yangın

1

Madımak katliamı esnasında ve sonrasında devletin önde gelen isimleri şunları söylediler:

“Halkla [oteli kuşatanları kastediyor] polisi karşı karşıya getirmeyin..Olayda ağır tahrik var. Çatışma yok. Otel yangınında can kaybı var.”(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel)

“Çok şükür, otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir!.Halktan kimsenin burnu kanamamıştır ve ölenler de çıkan yangından boğularak ölmüşlerdir.”(Başbakan Tansu Çiller)

“Merak etmeyin, gereken yapılacak!.Kimsenin kılına dahi zarar gelmeden kurtarılacak…”(Başbakan Yard. Erdal İnönü)

“Gereksiz bir konuşma sonunda çıkan olay, solcularla dinciler arasındaki çekişmeye dönüşüyor. Bunu önlemek lazım. İnsan dinsiz olabilir. Ama bunu ilan etmenin gereği yok.”(Kenan Evren)

“Olayın büyütülmesini doğru bulmuyorum…Bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi.”(Dönemin muhalefet lideri Mesut Yılmaz)

Sivas katliamı için neler yazmışlardı?

Bir çoğu bugün hâlâ köşe sahibi gazeteciler 23 yıl önce Madımak Katliamı ile ilgili neler yazmışlardı?

2 Temmuz Sivas katliamının üzerinden tam 22 yıl geçti. 35 insanın katledildiği elim olay Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kara bir leke yerini aldı. Dönemin siyasetçileri olaylarla ilgili bir çok açıklama yaptı. Peki gazeteciler… Aralarında Cengiz Çandar, Nazlı Ilıcak, Mehmet Barlas ve Fehmi Koru gibi isimlerinde bulunduğu gazeteciler köşelerinde neler yazmıştı. İşte Line.do’nun derlemesiyle gazetecilerin Madımak yazılarından öne çıkan ifadeler…

Cengiz Candar / Sabah

2

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Olayların tetiği Aziz Nesin’in provokasyonu ile çekiliyor ve başka provokatörlerin de olayların içine girmesi ve devletin acziyle beslenerek, Madımak Otelinin kundaklanmasına ve 35 kişinin yanarak ve boğularak can vermesine işler varıyor.

Türk milletinin yüzde altmışından fazlasının aptal olduğu kanaatini her yerde tekrarlayan Aziz Nesin’in bu saptamasında doğru bir husus var:

Eğer seksenine dayanmış Aziz Nesin bunak değilse, Türk milletinin bir aptal ferdi.”

Mehmet Barlas / Sabah

“Laikliği, kitlelerin öfkesine sürmeyelim! Aydın olmak ve laik olmak inançlara saygısız olmak veya inanç sahiplerini küçümsemek değildir.”

Fehmi Koru/ Zaman
“Komik hikâyelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivas’ta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi.”

Oktay Ekşi/ Hürriyet

3

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Halkta bir hazırlanmışlık olmasa, Aziz Nesin’in Pir Sultan Abdal şenliklerinde söylediği birkaç münasebetsiz cümle bu kadar tepkiye yol açmazdı. Nihayet, ‘Beyin damarlarının kireçlendiği’ izlenimi veren, öte yandan da bir ‘hırs-ı piri’ ile yanıp tutuşan birinin hezeyanları olarak değerlendirilir biterdi.”

Yalçın Doğan/ Milliyet

“Önce, Aziz Nesin’e ‘artık dur’ demek gerekiyor.”

Yalçın Özer / Türkiye

“Komedi yazarı Aziz Nesin, dün en rahat uykusunu uyumuş olmalıdır. Nihayet arzuları gerçekleşmiş, 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük bir olay çıkarmayı başarmıştır. Galiba şu hedefi gütmektedir; Türkiye’deki sağı ve Müslümanları ayaklandırıp devletle karşı karşıya getirecektir…
Böylece ülkedeki sağı tasfiye edecek sonuçta meydan sola kalmış olacaktır. Gizli istihbarat teşkilatlarına yakışacak bu ince planı Aziz Nesin tek başına gerçekleştirmeyi kafasına koymuştur.”

Nazlı Ilıcak/ Tercüman

4
“Müslümanlığa sövmek herhalde fikir hürriyetinin kapsamı içinde alınamaz. Aziz Nesin bir süredir belki de enteresan olabilme gayretiyle “sıra dışı” konuşmalar yapıyor halbuki mizah yazarı olarak kalsaydı, toplumumuz nezdinde şüphesiz daha saygı değer bir konumda bulunacaktı…”
“Halkı rencide eden insanın inanç dünyasını sarsan beyanlar son derece sakıncalıdır. İnançlar münakaşa edilmez çünkü mantık dünyasından ziyade his alemiyle ilgilidir. Nesin Allah’a inanmayabilir ama eğer karşısındakini tahrik etme gibi bir amacı yoksa niçin bunun üzerine basa basa ifade ediyor…
“Milli ve manevi değerleri yıkma çabasını hoş karşılamıyoruz. Eğer Aziz Nesin gibiler Türkiye’de çoğunlukta olsaydı bizler köksüz, inançsız, kendine güvenmeyen bir toplum olurduk…”
“Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına eminiz. Sivas’taki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür…”

Ahmet Vardar / Sabah

6

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Zamanında eserleriyle milletin gözbebeği haline gelmiş, 80 yaşına merdiven dayamış ve akli melekesi herhalde pek yerinde olmayan, son günlerde Uğur Mumcu’yu kıskanırcasına büyük olaylar yaratıp, kendini öldürtmek için uğraşan bir yazarın oyununa gelindi. Adından başka hiçbir tarafı “Aziz” olmayan bu insana da lanetler yağdırıyorum. Şimdi için rahat mı Aziz Efendi?”

Rauf Tamer / Hürriyet

“Sivas”ta Aziz Nesin’i (o istediği kadar inkar etsin) Allah korumuş… Büyük geçmiş olsun. Başına bir kaza gelseydi, yer yerinden oynardı. Biliyoruz.Ama şimdi, ölen 35 vatandaşımız için kimsenin tırnağı bile oynamayacak. Onu da biliyoruz…”

Sebahattin Önkibar/ Türkiye

7

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Sivas olaylarının müsebbibi “Pir Sultan Abdal’ı anma” adı altında tahrik kıt’alarının bölgeye gelmesine izin veren yetkililer ile mukaddes kitabımıza.dil uzatan yazar Aziz Nesin’dir. Yaptığı iş fikirlerini açıklamak değil tahrike vesile olacak şekilde kutsal değerlerimize taarruzdur.”

Altan Öymen / Milliyet
“Aziz Nesin’in bir süreden beri yaptığı konuşmaların büyük çoğunluğumuzca hoş karşılanmadığı muhakkak”

Ertuğrul Özkök / Hürriyet
“Bir tahrik, başka bir tahrikle büyüyor. Aziz Nesin’in hassasiyet yaratan, tahrike varan sözleri, karşı tahrikle birleşiyor ve hepimizi ciddi şekilde endişelendiren bu sonuç ortaya çıkıyor… Ama bir gün tarih yazıldığı zaman, bu katliamı gerçekleştirenler kadar, buna psikolojik zemin hazırlayan insanlar da sorumlu tutulacaktır. Bu, elinde benzinle otel lobisini yakan için de geçerlidir, ne yazık ki, Aziz Nesin için de…”

Madımak davasının akıbeti katillerin avukatının elinde..

Davaya, Madımak Katliamı davasına bakacak Anayasa Mahkemesi üyelerinden hakim Celal Mümtaz Akıncı’nın sanıkların avukatı olduğu ve sanıkların uzun yıllar davanın avukatları arasında bulunan CHP Milletvekili Şenal Sarıhan’ın bürosunda aranmış olması damga vurdu.

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde, Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri kapsamında gelen davetlilerin konakladığı Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu 33 aydın ve 2 otel görevlisinin katledilmesinin üzerinden 23 yıl geçti. Katliamla ilgili haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Murat Sonkur, Eren Ceylan ile Murat Karataş’ın yargılandığı dava Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.8

Duruşmada, Madımak Katliamı davasına bakacak Anayasa Mahkemesi üyelerinden hakim Celal Mümtaz Akıncı’nın sanıkların avukatı olduğu ve sanıkların uzun yıllar davanın avukatlarından CHP Milletvekili Şenal Sarıhan’ın bürosunda arandığı anlaşıldı.

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ile Murat Karataş’ın Almanya’dan tekrar istenilmesine karar verdi. Mahkeme Başkanı Dursun Yalçınkaya, 3 sanık hakkında çıkarılan gıyabi tutuklama ve yakalama kararının infaz edilmediğini bildirdi.9

Adresler “sehven” yazılmış

Mahkeme Başkanı Yalçınkaya’nın sanık Murat Sonkur’un Emniyet Genel Müdürlüğü aracılığıyla bazı adreslerden sorulduğunu, adreslerin kapalı olduğunun ve şahısların teminin mümkün olmadığının bildirildiğini kaydederken, uzun yıllar davanın avukatlığını üstlenen CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, sanıkların bürosunda ve müşteki dernek adreslerinde arandığını söyledi. Mahkeme Başkanı Yalçınkaya ise adreslerin mahkeme kalemi tarafından sehven yanlış yazıldığını savundu.

Sanıkların bulunması beklenecek

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi sanıklar hakkındaki yakalama kararının beklenmesine karar verdi. ‘’Müşteki avukatları sanıkların yurtdışındaki adresleri ve bulunabilecekleri yerleri bildirdiğinde’’duruşma günü beklenmeksizin Adalet Bakanlığı Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılarak sanıkların iadesi için yeniden Almanya yetkili makamlarından girişimde bulunulması istenecek. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca sanıkların istenmesi için yazılacak olan yazıda, sanıkların Türkiye’de gerçekleştirdikleri eylemin ayrıntılı ve yüklenen suçların tek tek belirtilmesiniz, sanıkların ‘Madımak Katliamı’ olarak bilinen olay sebebi ile istenildiğiniz ve yargı sisteminde askeri yargıçların bulunmadığının ifade edilmesine de hükmetti.

Sanıkların yanlış adreslerde tespit edilmeye çalışıldığını belirten Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi işlem yapan kalem personelinin uyarılmasına da karar verdi.

Zamanaşımına bakacak hakim zanlı avukatı

CHP Milletvekili Altıok, 93 yılında Madımak Oteli’nde 33 yazar ve ozanın yakılarak katledildiği Madımak Katliamı davasına bakacak Anayasa Mahkemesi üyelerinden hakim Celal Mümtaz Akıncı’nın sanıkların avukatı olduğunu belirtti.

Zamanaşımı kararının AYM’ye taşındığını anımsatan Altıok, “AYM üyelerinden hakim Celal Mümtaz Akıncı, zanlıların avukatıdır. Tıpkı AKP’nin kabarık bakan, milletvekili, baro başkanı, belediye başkanı, AKP il başkanı, çeşitli kurumların başındaki kişiler listesine ek olarak böyle bir durumu dün öğrendik” diyerek tepki gösterdi. 10

İade talepleri usulsüz ve yanlış bilgilendirme yapılmış

Duruşmayı değerlendiren Altıok, şunları söyledi:

“Davanın avukatı Cem Yılmaz, bunca yıldır kırmızı bültenle aranan 3 sanığın aramalarının usule uygun olmadığını, iade taleplerinin yabancı makamlardan adresleri belli olmasına rağmen usulüne uygun yapılmadığı için bu sanıkların iadesinin gerçekleşemediğini adreslerinin teslim edildiğin net olduğunu dile getirdi. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti, Alman makamlarına 12 iade talebi yapmış. Bunların 8’i usule uygun düzgün bir başvuru yapılmadığı için zaten alınmamış. Diğer 4’ün de usule uygun iade talebi yapılmış ama orada da iadenin gerekçesi doğru bilgilendirilmemiş. Yani insanların yakıldığı bir katliamdan değil, gösteri yürüyüş yasasını ihlalden arandıkları bildirilmiş. Dolayısıyla demokratik ülkeler Türkiye’de olayın yaşandığı dönemi takip eden yıllarda askeri hakimlerin olması darbe sonrası bir hukukun olması idam cezasının olması gibi durumlarda Türkiye’nin demokratik bir ülke olmaması nedeniyle yürüyüş hakkını kullanan insanları iade etmeyeceğini belirtiyor. Yani orada da çok ciddi bir sorun var.11

“Sivas katliamı diri diri insan yakmak değildiyse neydi?”

Bu davanın yıllardır skandal niteliğinde kararlarla geçtiğini ifade eden Altıok, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a Adliye önünden de seslenerek, “Bakan geçtiğimiz gün yaptığı açıklama, Türkiye’nin geçmişinde Almanya’da olduğu gibi diri diri insan yakmak olmadığını söyledi. Bakan’a soruyorum, Sivas katliamı nedir? Nasıl tanımlıyorlar? Bu katliamın tanımını yapmaları gerekiyor. Sivas katliamı diri diri insan yakmak değil de neydi?” diye sordu.

23 yıl gösterdi ki sıradan yanlışlık değil

Davanın uzun yıllar avukatlığını üstlenmiş olan CHP Milletvekili Şenal Sarıhan ise bürosunun aranmış olmasını şöyle değerlendirdi:

“Buna sıradan bir yanlışlık diye bakılabilir elbette ama bunun sıradan olmadığını 23 yıldır yaşamış olduğumuz benzer olaylar nedeniyle biliyoruz. Bu öyle bir süreç ki bu davada adeta zaman aşımı sürecini doldurabilmek için ne gerekiyorsa ne nasıl ihmal edilebilirse, ne nasıl geciktirilebilirse onun yolları ve yöntemleri aranıyor.

Yıllardır adreslerini bildirmiş olduğumuz 15 sanığın iade edilmemiş olması bunun ilginç bir örneğini oluşturuyor. Düşünün ki Polonya’da ele geçen bir sanığın süresi içerisinde iadesi istenmediği için Polonya sanığı Almanya’ya iade etti… Tekrar iade talep ettik.”

12