Haziran İçeriden Yediği Darbeleri Atlatabilir Mi ?
Gelenek haline gelmiştir, her seçimden önce yanına gedikli destekçilerini alan Kürt Ulusal Hareketi bu seçimin Türkiye’nin kaderini belirlediğini söyleyerek sol oylara talip olur. 99’dan beri her seçim Türkiye’nin kader seçimidir. Geçmişteki Ufuk Uras vakası gibi rezaletler de kolayca unutulduğu için solun bir kısmı bu işe prim verir.
HDP’ye aktif destek çağrısı
En son bir imza metni yayınlanmış, HDP’ye destek metni. Her fırsatta solculara küfür etmeyi gelenek haline getirmiş kimi sitelerde ve liberal medyada tam boy manşet olmuş, okumamak görmemek mümkün değil.
İmzacıların içinde irade beyanında bulunmaktan yüzü eskimiş olanlar da var takıma yeni katılanlar da. Olağandır, seçimden önce kimi insanlar irade beyanında bulunabilirler. Kimseye neden falanca partiyi destekliyorsun diye soramayız. Burada olağan olmayan şey, çağrıcıların bir kısmının aynı zamanda Birleşik Haziran Hareketi’nin yürütme kurullarında yer almaları, yöneticileri olmaları. Dikkat edin, bir parçası ya da bileşeni olmaları değil, yönetsel sorumluluğu ve temsil ehilyeti olan kişiler olmaları. Daha da ilginci bazı isimler sadece BHH’de değil, ÖDP’de de yönetici olarak yer alıyor !
Bu bir garabettir. Çünkü BHH ayrı bir örgüttür, seçime dair tavrını uzun bir tartışma sürecinin ardından belirlemiş ve deklare etmiştir. Yani BHH’nin seçime dair tutumu bir “niyet” olmaktan ötedir, açık ve net bir tavırdır ve en belirgin vurgusu şudur : “BHH ülkenin bugün içinde bulunduğu durumda tüm siyasi partilerin sorumluluğu olduğunu düşünmektedir, son derece adaletsiz koşullarda yapılacak bu seçim islamcı diktatörlükten kurtulmak için yeterli değildir ve bunun için de hiç bir partiyi desteklememektedir.” Çok açık değil mi?
Tabii ki söz edilen destek kurumsal bir destektir. BHH içinde yer alan insanların bireysel tercihleri de olacaktır, seçime dair tavırları da. Ancak burada görülen “oyumu falancaya vereceğim” türünde basit bir beyandan ötedir. Bu kişiler “AKP diktasına karşı mücadele etmek, HDP’ye omuz vermek için gönüllü olmak ve bu amaçla bağımsız bir seçim çalışması yürütmek isteyen herkesi” birlikte çalışmaya, bir kampanya yürütmeye çağırmaktadırlar.
Bu tavır onların BHH çatısı altında kabul etmiş oldukları ve temsil etmekle yükümlü oldukları kararla çelişmektedir. Ve en hafif tabirle, güvenerek onları yürütme kurullarına seçen insanların iradesine ve güvenine karşı saygısızlıktır. Dolayısı ile bu yönetsel kurullardan hızla geri çağrılmaları ya da kendileri olgunluk gösterip istifa etmeleri gerekir. Aksi taktirde insanların aklında çok daha başka ve yakışıksız soruların belirme ihtimali yüksektir. Haziran’dan sonraki Türkiye yeni Ufuk Uras vakalarını çözümleyebilecek denli akla sahiptir.(*)
Bir seçim partimiz daha oldu
Kimi BHH yöneticilerinin sergilediği bu savrulma bundan daha beter bir garabete yol açtı. TKP’den ayrılarak Komünist Parti’yi (KOP) kuran Kemal Okuyan ve Aydemir Güler hizbi, “madem öyle işte böyle” diyerek seçime gireceklerini ilan etti. E ne var bunda, siyasi parti isterse seçime girer! Doğrudur, girer, ancak bu parti BHH’nin bir parçası ve onun hukukuyla bağlı olması icap eder. Gel gör ki yönetici şefler seçim nedeniyle BHH içinde ortaya çıkan görüş ayrılıklarını birlik içinde eleştirip düzeltmek yerine seçim fırsatına çevirme yolunu seçmişler.
Siyasi literatürde buna oportunizm denir. Şuursuz HDP şakşakçılığından gına getirmiş bir grup insan var, e hazır ortam buyken biz de topa girip üç beş bin fazladan oy alalım. Sonra partiden tasfiye edemediğimiz eski yoldaşlarımızın burnuna sokar “bakın Okuyan-Güler dimdik ayakta devrime yürüyor” deriz!
Tamam deyin de, BHH ne olacak? Ne olacağını şimdiden bilemeyiz ancak bunun BHH birliğine açıkça kast eden bir tavır olduğunu tespit edebiliriz.
Haziran’ın Büyük Riski
Daha önce yazdım, BHH’nin önündeki en önemli hedef Haziran kitlelerinden temsil ehliyeti almasıdır. En önemli iki duyarlılığı laiklik ve yurtseverlik olan milyonlarca genç insandan söz ediyoruz. Kimse kendini kandırmasın, bu insanlar seçim zamanı gidip oylarını CHP’ye verdiler, büyük olasılıkla bu seçimde de aynı şeyi yapacaklar. BHH bu kitleler üzerine bir siyaset kurup kendisi bağımsız bir güç odağı olmak isityorsa bu insanların güvenini kazanmak zorundadır. Peki böyle sağa sola savrulan, sürekli kendi siyasi hattını ve hedeflerini önemsizleştiren bir yapı güven sağlayabilir mi?
Bu manzara BHH’nin içine düşebileceği en kötü görüntüdür. Bağımsız adaylarla falan seçime girmesi bile bundan daha iyi olurdu. Dolayısıyla Haziran meclisleri hızla bu saçma sapan duruma müdahale etmelidir. Haziran meclislerinde onbinlerce aktif üye bulunmaktadır, BHH milyonlarca insanın umududur, tüm ülkenin umudu olmaya adaydır, böylesi düşüncesizce hamlelere yem edilemez, edilmemelidir.
Kapatırken şunu belirteyim, dünyada hiç bir halk hareketi sabahtan akşama ve sancısız kurulmamıştır. BHH’nin de doğum sancıları olacaktır. Ancak BHH bileşenleri itibarı ile tüm bunları aşabilecek yeterliliktedir. Yeter ki uyanık olalım, dirliğimizi, birliğimizi bozmayalım. Yol uzun, şartlar çetin, ama gücümüz de umudumuz da yerli yerinde duruyor, inanıyorum ki biz kazanacağız !
Gaffar Yakinca