Resmi Troller Görev Başında! Kimden Emir Alıyorlar?
Trollerin ne yaptığını hepimiz biliriz. Ancak son zamanlarda Twitter ve faccebook’da organize bir şekilde sanki bir parti, kurum ya da kuruluş adına çalışan ve sözcülüğünü/tetikçiliğini yapan troller boy göstermeye başladı. Bunlar normal trol hesaplarının aksine geyik amaçlı değil, ideolojik amaçlı çalışıyor ve karşıdakine yönelik yalan ve iftiranın en akla hayale gelmedik yollarına başvurabiliyorlar.
Bakalım troll neymiş ve ne yaparmış. Kimden emir alıyorlar? Örgütlü mü hareket ediyorlar?İdeolojik nedenler le mi bu işi yapıyorlar yoksa ‘boş gezenin boş kalfası’ mı bunlar? Ya da özel olarak bu iş için tutulmuş maaşlı elemanlar var mı aralarında? Cevaplanması gereken çok soru var…
Son dönemde Twitter, sahte hesaplara karşı farklı stratejiler geliştirmiş olsa da, bunları önlemeye yönelik herhangi bir çalışma içine tam olarak girmiyor. Çünkü Twitter’da tartışmayı hararetlendiren biraz da bunlar ve Twitter burdan kazanıyor. Twitter’da trollerin yaygınlaşmasının en belirgin sebeplerinden biri de hiç şüphesiz bu mecranın polise bilgi vermiyor oluşu. Türkiye’deki operasyonlarda gözaltına alınanların da delil yetersizliğinden serbest kalması daha da cesaretlendiriyor.
“Bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz” diye boşuna dememiş atalarımız. Özellikle son yıllarda ülkemizde Twitter ve Facebook gibi sosyal medyada kullanıcıları kutuplaştıran ideolojik söylemlerin ortaya atılması, bu sözün ne kadar manidar olduğunu gösteriyor.
Tartıştığınızı düşünürken, bir anda farkında olmadan bir trollün ağına takılabiliyorsunuz. O ağa düştüyseniz, vay halinize. Artık bir bardak suyu bile tartışırken akıl, vicdan ve izandan uzaklaşabilirsiniz.
Sosyal medyayla yeni tanışmışsınız. Kendinize hemen bir Twitter hesabı açıyorsunuz. E ne de olsa gündemden kopmamak lazım! Biraz acemisiniz ama bu işi öğrenmek için epey hevesli ve gayretlisiniz. Ülkede trend konuların olduğu bir liste varmış, ona bakıyorsunuz. “O da ne?” Gördüklerinize inanamıyorsunuz.
Listede neler yok ki, ‘Oruç tutmayan sınır dışı edilsin, Kadınlara ehliyet verilmesin, Doğum kontrol hapı yasaklansın, Eşcinsellik yasaklansın, Asmalımescit ibadete açılsın, Cumhuriyetine Sahip Çık’ gibi ideolojik söylemler kol geziyor.
Damarınıza basılmış, kontrolsüz bir şekilde “Bu nasıl olur, ne diyor bunlar?” diyerek başlıyorsunuz bu söylemleri yapanlara saydırmaya. Kendinizi kaybediyorsunuz yapılan yorumlar karşısında, canhıraş cevap yetiştirmek için 140 karakterle tartışma topuna giriyorsunuz. Sonuç: Siz de çoktan bir trollün oltasına gelmişsiniz.
Sosyal medyada ideolojik kutuplaşmanın tavan yapmasına sebep olan “Bu troller de kim, bunlar bir ekip mi, amaçları ne?” diye soruyor gibisiniz. Öncelikle troll ve trollüğün ne olduğunu bilmekte fayda var. Trollük manipülasyon yaratmak, yapay gündem oluşturmak, kişisel haz için sinir bozmak, belli bir siyasî veya toplumsal görüşü savunan insanların davranışlarını gözlemlemek şeklinde tanımlanıyor.
Twitter’da Türkiye’den 21-35 yaş aralığında yaklaşık 100 troll var. Hepsinin de kendine özgü bir takipçi kitlesi mevcut. Birbirlerinin gerçek kimliklerini bilmeyip sadece internetten tanışanların yanı sıra gerçek dünyada görüşen, tanışanlar da var. Daha çok trollün tercihiyle alakalı. Aralarında öğrenci, mühendis, hatta doktor ve tabii ki işsizler de yer alıyor. “Biz sanal karakterleriz, ulvi amaçlarımız yok” diyen internet trollleri, gerçekleştirdikleri faaliyetlerin nedenlerini anlatırken psikolojik ve sosyolojik tespitlerde bulunmaktan da kaçınmıyor.
Türkiye’de birilerini gaza getirmek hiç zor değil
Atilla Altıpatlar: Gerçek ismini vermemizi istemeyen, Twitter’ın en ünlü trollerinden biri Atilla Altıpatlar. Ona göre, herhangi bir troll faaliyeti yürüten bireye “Amacın neydi?” diye sorulduğunda genelde iki tür cevap verirler. Birincisi ‘Hiç’ ikincisi ise ‘O grubun ya da kişinin nasıl bir ruh hâline sahip olduğunu herkese göstermek.’ Hiç cevabını veren bireyin troll faaliyeti kişisel hazla ilintili. Ki troll olmanın temelinde bu yatıyor. Evde canı sıkılan herkes katılabiliyor. İkincisi ise daha deneysel faaliyetler. Bunlar isteyerek ya da istemeyerek yapılabiliyor. Troll olmanın bir şartı yok ama başarılı bir troll olmak için yeterli seviyede entelektüel bilgi olmazsa olmaz. İnsanların bir anda gaza gelmesini ise onların hayatı fazla ciddiye almasına, sorgulamadan birçok şeye sarılmasına bağlıyor. “Böyle bir coğrafyada birilerini gaza getirmek çok da zor değil.” diyen Altıpatlar, tabuların bu durum için ideal olduğunu söylüyor. İdeolojik kutuplaşma zaten mevcut olduğu için, bu tarz faaliyetlerle de iyice ayyuka çıkıyor.
Toplumların veya kişilerin ideolojileriyle veya düşünceleriyle hareket ettiğini belirten Altıpatlar’a göre, kişi kendi özgürlüğünün veya düşüncesinin kısıtlandığını hissedince daha çabuk alevlenir. Bir trollün nasıl bir psikolojide olduğuyla ilgili ise net bir cevap yok. Ayrıca herhangi bir trolle empati kurmak da mümkün değil. Bu insan mutsuz olabilir, mutlu olabilir, yalnız olabilir, depresif olabilir, fakir olabilir, zengin olabilir. Hepsi mümkün. Genel geçer bir psikolojisi yok. Ona göre bu iş çok fazla ayyuka çıktığı için, insanların trollük kıstası “komiklik” oldu. İçinde komiklik olmayan her irili-ufaklı girişim kötü, kabul edilemez olarak değerlendirildi. Bunun sebebi de işin popülerleşmesinden sonra ortaya çıkan taklit hesaplar. O taklit hesaplar vasata seslendikçe trollük kavramı da yıprandı, basitleştirildi. Bunun yanı sıra sözlükler veya diğer forumların dışında Twitter’daki gerçek anlamda troll sayısı 5′i geçmiyor.
Eğleniyorum, mizahımı yapıyorum
Cafer Koçbaşı (@Caferkocbasi): Bütün trollerin aynı kefeye koyulmasını doğru bulmuyor Cafer Koçbaşı. Çünkü aynı amaca hizmet ediyorlarmış gibi bir argüman geliştirmek ona göre yanlış. Trollerin bir ekip olmadığını ama bazı işler için ekip çalışması gerektiğini söylüyor. “Twitter’da tek başınıza TT (Trending Topic) yapmanız mümkün değil.” diyen Koçbaşı, insanların tepkisini çekeceği düşünülen bir şeyin o listede olması için ekibin şart olduğunu anlatıyor. Bu ekip birbirini tanımıyor. Tek irtibatları sosyal medya. Yapacakları şey çoğunlukla spontane gelişiyor. Koçbaşı, ekiple nasıl çalıştıklarını da anlatıyor: Yapacağım şey ekip gerektiriyorsa ‘Şu an online olan kim var?’ diye soruyorum. Hazır bulunanlar ‘Favori’ye alıyorlar. Bu aynı zamanda ‘Yapacağın işe destek veririz’ manasına geliyor. Yeterli sayı olduğuna kanaat getirirsem aklımdakini eyleme geçiriyoruz. Tasarlanmış, üzerinde çalışılmış işler de yapılıyor. Cafer Koçbaşı, “Başkasını bilemem. Ama benim ulvi amaçlarım yok. Eğleniyorum, mizahımı yapıyorum.” diyor. Ona göre insanlar eleştirdikleri şeyi kendi elleri ile besliyor. Bu, gerçekten mizahi bir durum. Bir insan bu kadar saf olmamalı! Özellikle ideolojik konuları seçme sebebini ise şöyle açıklıyor: “İnsanların yumuşak karınları var. Bu noktalara verdikleri tepki diğerlerinden farklı. İdeolojik konular da bunlardan biri. Aynı gün içinde dinci, ateist, Atatürk düşmanı veya terörist ilan edilebiliyorum. Sizce de bu komik değil mi?”
“Sanal dünyaya bu kadar kafa yormayı mantıklı bulmuyorum”
İsmail Hakkı Polat-Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi- Yeni Medya Uzmanı
Tartışmanın da bir yeri, zamanı ve adabının olduğunu anlatan İsmail Hakkı Polat, sosyal medyada 140 karakterle ideolojilerin tartışmasını doğru bulmuyor. Bilinçli bir kullanıcının böyle söylemleri dikkate almayacağını düşünüyor. Eğer şahsi bir hakaret ya da tehdit söylemi varsa da şikâyet edip, iletişimin kesilebileceğini, her şeyden önce engellenebileceğini söylüyor. O an Twitter’ı kapatıp çıkmanın zor olmadığına inanan Polat, “Bu dünyaya bu kadar kafa yormayı mantıklı bulmuyorum. Asıl sıkıntı da burada.” diyor. Trollerin geçici olduğuna inandığını söyleyen Polat, ‘Oruç tutmayanlar sınır dışı edilsin’ hashtag’ini gören birinin, bilinçli bir internet kullanıcısıysa buna gülüp geçeceği görüşünde. ‘Neden TT oldu?’ gibi trend olan hashtag’ler hakkında bilgi veren bir hesap var. Orada ideolojik bir ifade TT listesindeyse, onun bir trol çalışması olup olmadığı yazıyor. Bunu gören biri kalkıp, o söylemi ve yapılan yorumları dikkate alırsa, kendini bilerek ve isteyerek kutuplaşmanın içine çekmiş olur.
‘Troller tribünlerdeki amigolarla eşdeğer’
Yasin Kesen-Sosyal Medya Takip Sistemi Kurucusu
“@NeZamanTTOldu” hesabının da yöneticisi olan Yasin Kesen, trollerin Twitter’da amigoluk yaptıkları şeyin çoğu zaman toplumu kin, nefret ve ayrımcılığa sürüklediğini dile getiriyor. Bu da sinir katsayısı yükselen beyinlere daha kolay yön veriyor. Türkiye’de 9 milyon Twitter takipçisi olduğunu hatırlatan Kesen; “Bu sayı aynı zamanda 9 milyon yayıncı var demektir. Bunların hangisinin güvenli kaynak olduğu önemli bir unsur.” diyor. Kesen, troller arasında sadece eğlence amacıyla bulunanların yanı sıra provokasyon amaçlı belli kesimler tarafından organize bir şekilde yönetilen bazı hesapların da yer aldığı uyarısında bulunuyor.
Sosyal medyayı kullanırken…
* Tepkilerin zamanı ve dozu iyi ayarlanmalı.
* Bir şeyi paylaşmadan önce düşünmeli.
* Sosyal sorumluluk kampanyalarına destek olunmalı.
* Yeni medya konusunda insanlar bilinçlendirilmeli.
* Yeni medya okuryazarlığı konusunda okullarda eğitim verilmeli.