1. Filistinliler Kimdir?
“Siyonistler Filistinde Yahudiler için halk nezdinde ve hukuk tarafından korunan bir yurt kurmayı hedefler. Bu amaca ulaşmak için Kongre şu hedefleri kabul eder. 1- Yahudi ziraatçiler, sanatçılar ve tacirlerin Filistin‘e yerleşmesinin desteklenmesi. 2- Çeşitli ülkelerin kanunlarına göre Yahudilerin yerel veya genel gruplar halinde bir Federasyon çatısı altında örgütlenmesi. 3- Yahudi bilinç ve duygusunun güçlendirilmesi. 4- Siyonist amaçlara ulaşmak için gereken hükümet desteklerinin alınması için icap eden adımların atılması.”
“Siyonistler Filistinde Yahudiler için halk nezdinde ve hukuk tarafından korunan bir yurt kurmayı hedefler. Bu amaca ulaşmak için Kongre şu hedefleri kabul eder.
1- Yahudi ziraatçiler, sanatçılar ve tacirlerin Filistin‘e yerleşmesinin desteklenmesi. 2- Çeşitli ülkelerin kanunlarına göre Yahudilerin yerel veya genel gruplar halinde bir Federasyon çatısı altında örgütlenmesi. 3- Yahudi bilinç ve duygusunun güçlendirilmesi. 4- Siyonist amaçlara ulaşmak için gereken hükümet desteklerinin alınması için icap eden adımların atılması.”
Basel Programı ile Filistin’e bir yurt kurulması fikri Siyonistler tarafından kabul edildi.
“Majestelerinin Hükümeti adına size bildirmekten mutluluk duyarım ki, Yahudi Siyonist emellere sempatiyi belirten ekteki deklarasyon kabineye sunulmuş ve kabul edilmiştir. Majestelerinin Hükümeti, Filistin’de Yahudiler için bir milli yurt kurulmasını uygun görmekte olup bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden gelenin en iyisini yapacaktır. Şurası açıkça anlaşılmalıdır ki, Filistin’deki Yahudi olmayan toplumların sivil ve dini haklarına ve Yahudilerin diğer ülkelerde sahip oldukları hak ve politik statülerine halel getirebilecek hiç bir şey yapılmayacaktır. Bu deklarasyonu, Siyonist Organizasyonun bilgisine sunarsanız müteşekkir olurum.”
Balfour Deklerasyonu’ndan üç hafta sonra İngiltere Osmanlı hakimiyetinde bulunan Filistin topraklarını işgal etti. Ancak deklerasyon ile ilgili önemli bir sorun ortada durmaya devam ediyordu. “Yurt kurmak” ne demekti? Bu bir “devlet kurmak” manasına mı geliyordu yoksa varolan topraklara yahudilerin yerleşim yapması anlamında mıydı? Bu sorulara cevap arayan Mekke Şerifi Hüseyin’e Britanya yetkililerinin verdiği açıklama “Yahudi yerleşimlerine sadece Arap nüfusun ekonomik ve politik özgürlükleri ile uyumlu olduğu sürece izin verileceği” yönünde oldu. Şerif Hüseyin bu çerçevede Filistin topraklarına Yahudilerin göç etmesine izin verdi.
29 Eylül 1923 tarihinde Filistin‘de bir Britanya Mandası kuruldu. Balfour Deklarasyonu da Manda anlaşmasına dahil edildi. Anlaşmanın 2. maddesinde, Filistin’de yaşayanların ırk ve din farkı gözetmeksizin vatandaşlık ve dinsel haklarının korunmasından söz ediliyordu. 4. Madde’de, Siyonist Organizasyon/ Yahudi Ajansı ‘yönetimi kontrol eden, ülkenin gelişiminde yer alan ve ona yardımcı olan kamusal bir yapı olarak tanımlıyordu. 5. Madde’de Filistin topraklarının bölünmezliği, parçalanmazlığı vurgulanıyordu. 6. Madde’de, nüfusun diğer bölümlerinin haklarını ve pozisyonunu zarar görmemek kaydıyla Yahudi göçünün uygun koşullarda gerçekleştirilmesini öngörüyordu. Özetle, Manda Anlaşması ile Balfour Deklarasyonu, uluslararası hukukun parçası haline getiriliyor, güvenceleri daha da geliştiriliyordu.Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Yahudi göçleri artınca, Filistinlilerle Yahudiler arasındaki çatışmalar da arttı. Hebron’da yaşanan olaylar bu çatışmaların zirvesi olara tarihe geçti, saldırılarda 67 Yahudi öldürüldü. Toplamda 133 Yahudi ve 116 Filistinli çatışmalarda hayatını kaybetti. Bölgeyi ziyaret eden Britanya Yüksek Komiseri John Chancellor “son bir kaç yüzyılda bundan daha korkunç olayların olduğunu sanmıyorum. Bu ülkeden öyle bıktım ve öyle iğrendim ki” demişti, “mümkün olan en kısa sürede burayı terk etmekten başka bir şey istemiyorum.”Britanya Manda Yönetimi Filistin’i yönetemez hale gelince Britanya Hükümeti bölgeye Filistin Kraliyet Komisyonu adıyla bir heyet gönderdi. Peel Komisyonu adıyla bilinen heyet hazırladıkları raporda bir dizi tespit yaptıktan sonra şu sonuca vardı:Bölge ‘Yahudi devleti’ ve ‘Arap devleti’ olarak ikiye ayrılacak. Üç semavi din için önemli olan Kudüs, Beytüllahim, Nasıra, Celile gibi bölgelerle, her iki toplum için de hayati önemi olan Akabe Körfezi’nin girişi Manda yönetiminde kalacaktı ama bu bölgeler her iki tarafa da açık olacaktı.Tarihsel olarak bir Arap şehri olarak nitelenen Yafa Arap devletine verilecek, böylece Arap devletinin Akdeniz’e açılması sağlanacaktı. Yahudi devletine ise Taberiye Gölü ile Akdeniz arasındaki şerit verilecekti. Komisyona göre paylaşmanın yapılabilmesi için bölgeler arasında Arap ve Yahudi nüfusların mübadelesi gerekiyordu.
Peel Komisyonu raporu ilk kez bağımsız bir Yahudi ve Filistin devleti kurulmasını öngördüğü için önemli olsa da Arap tarafının 1939 yılında planı reddetmesi nedeniyle hayata geçmedi.
1964 yılında Ürdün’ün elinde bulunan Doğu Kudüs’te “Birinci Filistin Kongresi” toplanarak burada Filistin Kurtuluş Örgütü’nün kurulması kararı alındı. Bu kuruluş kararının yanı sıra 33 maddelik Filistin Misakı da kabul edildi. Misak’a göre İngiliz Mandası altındaki Filistin toprakları Filistin’in anavatanı olarak kabul ediliyor, 1917’den önce Filistin topraklarında mukim Yahudiler de Filistinli olarak kabul ediliyordu. Misak’a göre 1947 yılında yapılan taksim ve İsrail Devleti’nin kuruluşu geçersiz sayılıyordu. Kongre’nin öngördüğü silahlı mücadeleyi yürütmek amacıyla gerillalardan oluşan bir askeri teşkilat olan El Fetih de kuruldu. 1966 yılında Suriye‘de yaşanan darbeden sonra, Baas rejimi El Fetih’i güçlü bir şekilde destekledi. Suriye topraklarından hareket eden El Fetih güçleri İsrail topraklarına saldırılara başladı.İsrail’in BM‘ye yaptığı tüm şikayetler semeresiz kalınca İsrail yönetimi “misliyle mukabele” stratejisini kabul ettiğini açıkladı. Buna göre İsrail El Fetih tarafından yapılan her saldırıya karşı mümkün olan en ağır silahlarla ve en ağır şekilde cevap vermeye başladı. Ocak – Nisan 1967 tarihleri arasında çatışmalar tank, top hatta uçakların katıldığı ağır bir noktaya doğru seyretti.16 Mayıs tarihinde Mısır güçleri 1956 yılından beri BM denetiminde olan Sina’ya girmeye başladılar. Şarm El Şeyh ve Gazze‘de bulunan BM güçlerinin çekilmesini istediler. 19 Mayıs tarihinde BM askerleri bu noktalardan çekilince Mısır bu bölgenin kontrolünü aldı.26 Mayıs tarihinde Mısır Başkanı Cemal Abdül Nasır yaptığı bir konuşmada “Eğer savaş gelecek olursa, bu topyekün bir savaş olacaktır. Hedefimiz İsrail’i tamamen yok etmektir” diyecekti.
Mısır 30 Mayıs’ta Ürdün ile bir savunma anlaşması imzaladı. 4 Haziran’da Irak bu anlaşmaya taraf olarak katılırken Nasır bir konuşma daha yapıyor “Savaşın başlamasını şiddetle arzu ediyoruz, bu savaş bütün dünyaya Arapların da İsrail’in de ne olduğunu anlatacaktır” diyordu.
5 Haziran 1967 günü saat 7.30’da İsrail uçakları Mısır, Suriye ve Ürdün havaalanlarını bombalamaya başladı. Mısır’a yapılan saldırıda İsrail uçakları Mısır radarlarına yakalanmamak için Akdeniz üzerinden çok alçakta uçuş yaparak Mısır’ın batı sınırına ulaştılar ve saldırılar batıdan gerçekleşti. 16 Mısır havaalanı kullanılamaz hale geldi. 280 Mısır uçağı, 52 Suriye uçağı ve 20 Ürdün uçağı tamamen tahrip edildi. Hava üstünlüğünü eline alan İsrail sonraki günler Arapların kara birliklerine karşı da büyük bir üstünlük kurdu. İsrail 3 gün içerisinde Sina’yı ele geçirdi, 7 Haziran akşamı İsrail Birlikleri Port Tevfik’e kadar ulaştı. Mısır 8 Haziran günü İsrail ile ateşkesi kabul ederek İsrail kuvvetleriyle barış yapmak zorunda kaldı.
Ürdün 7 Haziran günü Nablus muharebesini kaybedip Batı Şeria’yı kaybetmesini takiben İsrail ile ateşkesi kabul etti.
İsrail Kuzey’de Suriye karşısında da büyük bir üstünlük kurdu. İsrail birlikleri Golan tepelerini ele geçirmesinin arkasından Şam’a doğru harekatlarına devam ettiler. 10 Haziran günü Sovyetler Birliği ABD‘ye İsrail’in askeri harekatı durdurulmazsa “askeri harekat” da dahil gerekli tedbirleri alacağını bildirdi. Aynı tarihte İsrail Birlikleri Şam’a 65 km mesafedeki Kuneitra’ya girmiş bulunuyoordu. ABD’nin müdahalesiyle İsrail birlikleri burada durdu ve saat 16.30’da İsrail ile Suriye arasında ateşkes ilan edildi. Böylelikle 6 gün savaşları bitmiş oldu.
Mısır 80 – 100.000 kişilik bir askeri kuvvet kullanmasına rağmen hiçbir şey yapamamış, 800 kadar tankını kaybetmiş, 100’den fazla kullanılabilir durumda olan SSCB yapımı tank da İsrail‘in eline geçmişti. Toplamda 441 Arap uçağı yok edildi. Arap ordusu bütünüyle çöktü.İsrail sınırlarını dört kat arttırdı. Gazze ve bütün Sina yarımadası İsrail’in eline geçtiği için İsrail Süveyş kanaılına dayandı ve güneyde de Şarm El Şeyh’i alarak Tiran boğazının kontrolüne sahip oldu. Gazze de İsrail’in eline geçti. Doğuda Şeria nehrine kadar tüm toprakları Ürdün’den alarak bu bölgenin de kesin kontrolüne sahip oldu. Bu sırada Doğu Kudüs de İsrail’in eline geçti ve 2000 yıldan beri ilk kez yahudiler Kudüs’ün tek hakimiydi. Kuzeyde İsrail Golan tepelerini alarak kendisi için gereken güvenlik hattını da oluşturmuş oldu.Bütün bunlara rağmen, SSCB’nin diplomatik girişimleri ile konu BM‘ye taşındı. 4 Temmuz günü Pakistan’ın teklif ettiği Türkiye’nin de desteklediği bir karar teklifi Genel Kurulda kabul edildi. Karar İsrail’i Kudüs’ün statüsünü değiştirebilecek her türlü tedbirden kaçınmaya davet edior ve bu gibi tedbirlerin hukuken geçersiz olacağını hatırlatıyordu. Bu kararı takiben Güvenlik Konseyi 22 Kasım 1967 tarihli kararını alarak İsrain’in son savaşta işgal ettiği topraklardan çekilmesini kabul etti. İsrail 242 sayılı kararın 3. maddesine dayanarak bir müzakere masasına oturulmasını ve güvenlikli ve tanınmış sınırlarının tespitini istedi. Bu tarihe kadar da görüşünü devam ettirdi.
Bu kapsamda 23 Nisan 2014 tarihinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Hamas Siyasi Lideri İsmail Haniye arasında yapılan anlaşma kapsamında birleşik bir hükümetin 5 hafta içerisinde hayata geçirileceği ve 6 ay içinde seçimlere gidileceği yönünde kararlar alındı.
2 Haziran 2014 tarihinde İsmail Devlet Başkanı Mahmud Abbas yeni teknokratik hükümeti kabul etti. Birleşik bir hükümet için yapılması planlanan seçimler ise İsrail’in Gazze saldırısının gölgesinde tarih bekliyor.
TOPICS
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.