Kapitalizmin Devrimci Simgesi

Alberto Korda Diaz, Che Guevara’yı 1960 yılında bir anma töreninde fotoğraflamıştı. Devrimciliğin simgesi haline gelen, hatta 20. yüzyılın sembolü olarak kabul edilen bu fotoğraf çeşitli formlarda ve hayatın her alanında karşımıza çıktı. Küba devriminin önemli aktörlerinden Ernesto Che Guevara’nın Alberto Diaz Korda tarafından çekilen portre fotoğrafının, devrimsel içeriğinden çıkıp hızla üretilen ve çoğaltılan bir tüketim aracı haline gelmesini anlatan, kapsamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. “Korda’nın Objektifinden Che” sergisi, devrimsel içeriğinden çıkıp bir tüketim aracı haline gelen bu portreden, 30’un üzerinde ülkede üretilmiş fotoğraf afiş, film, ses, giysi ve eşyaları bir araya getiriyor. Sergi 2 sene önce İngiltere’nin başkenti Londra’daki Victoria ve Albert Müzesi’nin yanı sıra ABD, İtalya, İspanya, Hollanda ve Portekiz’in önde gelen müzelerinde de ziyaretçilerle buluşmuştu.

Küratörlüğünü Trisha Ziff’in üstlendiği ve Riverside Kaliforniya Üniversitesi’ne bağlı UCR/Kaliforniya Fotoğraf Müzesi tarafından düzenlenen sergi, Alberto Korda’nın 1960 yılına ait “Guerrillero Heroico” (Kahraman Gerilla) isimli Che Guevara portresinden yola çıkıyor. Fotoğraf Ernesto Che Guevera’yı devrimci mücadelenin evrensel bir sembolü haline getirirken, aynı zamanda bir tüketim ikonuna da dönüştürdü. Fotoğraf tarihinin en çok kopyalanmış imgesi olarak kabul edilen bu ikon fotoğraf, on yıllardır düzen karşıtı düşünce ve eylemlerin de simgesi olarak kullanılırken bugün aynı zamanda kahve fincanından tişörte, anahtarlıktan kartpostala milyonlarca objeyi süsledi. Alttan çekilmiş, heykel izlenimi veren bir imge olan Guerrillero Heroico, Che’nin Küba hükümetinde tarım ekonomisinden endüstri ekonomisine geçişten sorumlu olduğu sırada, 5 Mart 1960 günü yapılan bir toplu cenaze töreninde çekilmişti.

Küratör Trisha Ziff, eski bir moda fotoğrafçısı olan Alberto Korda’nın çektiği bu portreyi, “Korda, sosyalist gerçekçilik döneminde yaygın görülen, efsaneleştirilmiş kahramanlığın görsel dilini kullanmakla birlikte Che’nin klasik, hatta ‘İsavari’ duruşunu vurguluyor. Che’nin gizemli bakışında ise hem kararlılık hem de arzu bir arada izleniyor,” şeklinde tanımlıyor.

Çok çeşitli öğelerden oluşan bu koleksiyon, fotoğrafın devrim sırasında ortaya çıkışından, hızla üremiş olan günümüzün ticari görünümlerine uzanan çizgisini izliyor. Sergi, Korda’nın Che’sinin, çok çeşitli uyarlamalarla hem en ince yorumlara bile direnen, hem de her tür değişime açık bir simgeye dönüşmesini ortaya koyuyor. Serginin ana fikrine tam da uygun şekilde, sergilenen Che tişörtlerinin serginin misafirleri tarafından satın alınmak istenmesi Korda’nın işlerinin ne kadar yerinde olduğunun göstergesi olarak görülebilir. “Korda’nın Objektifinden Che” sergisi 31 Aralık 2008’e kadar santralistanbul Ana Galeri’de gezilebilir.

Devrimin portresini çeken fotoğrafçı
Asıl adı Alberto Díaz Gutiérrez (14 eylül 1928-25 Mayıs 2001) olan ancak Alberto Korda olarak tanınan Kübalı fotoğrafçı deklanşöre dokunduğu o andan sonra geçen neredeyse yarım asırlık sürede Che’nin kendisinin önüne geçti. Demiryolu işçisi bir babanın oğlu olarak Havana’da dünyaya gelen Korda, fotoğrafçılığa başlamadan önce birçok işte çalıştı. Fotoğrafa başlama sebebinin “Kadınlarla tanışmak” olduğunu söyleyen Korda amacına ulaştı ve ilk evliliğini Kübalı model Natalia Menendez ile yaptı. Küba gazetesi Revolución için 1960 yılında fotoğrafçılık yaparken en ünlü fotoğrafını çekti.

Bir tesadüfün yarattığı ikon
CIA tertibi olduğundan şüphelenilen bir patlamada yüzden fazla Kübalı’nın ölümünün ardından düzenlenen cenaze töreninde Alberto Corda objektifini Başkan Fidel Castro’ya, ardından cenazeye katılan ünlü konuklara, Simone de Beauvoir ve Jean Paul Sartre’ye çeviriyordu. Devrimci hükümetin bir üyesi olan Ernesto Che Guevara’yı ise kalabalığın arasında yalnızca iki kez görüntüleyebildi. Bu iki fotoğrafın birinde Che’nin kararlı ve sert bakışları sanki uzaklara dalmış gibiydi. Fotoğraf, ertesi günkü gazete haberinde kullanılmadı, ama tüm dünya üzerinde dolaşmak üzere önce Corda’nın odasında, ardından İtalya’dan gelerek Corda’yı da ziyaret eden Küba devrimi hayranı, varlıklı bir aydın ve yayınevi sahibi olan Gian-Giacomo Feltrinelli’nin koleksiyonunda yer aldı. İtalyan yayıncı Feltrinelli, 1967’de Bolivya’ya yaptığı bir başka ziyaretin ardından CIA faaliyetlerinin Bolivya’da arttığını ve Che Guevara’nın da yakalanacağını anlayarak, muhtemelen bu tehlikeye dikkat çekmek için İtalya’ya döndüğünde elindeki resimden baskıları kullanarak posterler yaptı ve İtalya’da binlerce panoyu bunlarla donattı.

Che’nin sonunu hazırladı

Aslında tam da bu görünürlük hali Che’nin sonunu hazırlıyordu. Sergi üzerine yapılan tartışmalara katılan tasarım tarihçisi David Crowley’e göre Che, kendi imajının kurbanı oldu. “Yüzünün tanınırlığı onu çatışmada ele verdi ve devrimin yüzünü ölü göstermek isteyen ABD tarafından ölüme mahkûm edildi”. Che, 1967 yılının Ekim ayında CIA destekli Bolivya ordusu tarafından yakalanarak öldürüldüğünde ünü çoktan Latin Amerika’yı aşıp tüm dünyaya yayılmıştı. CIA ajanı Felix Rodriguez, Guevara’yı tutsak edildiği odada infaz edecek olan çavuş Mario Teran’ı uyarıyordu: “Sakın yüzüne ateş etme. Boynundan aşağısına nişan alacaksın!” Hem Che Guevara’nın çatışma sırasında yaralandığı süsü verilecek, hem de o yüzün ikon haline gelmiş görüntüleri yerine, dünyanın hafızasına ölü bir yüz kazınacaktı. Planlanan yapıldı. Ölümünden sonra Che Guevara’nın yüzü; gözleri açık, avurtları çökmüş, saçları sakallarına karışmış şekilde tüm dünyaya gösterildi, ama yine de akıllarda bu resim değil, Che’nin fotoğrafçı Alberto Korda tarafından bir cenaze töreni sırasında çekilen “Kahraman Gerilla” portresi kaldı.

Korda bir tek telif davası açtı
Bu fotoğraf sahibine sorulmaksızın sayısız defa yayımlansa da Korda bir Küba Pesosu bile kazanmadı. Fakat en sonunda 2000 yılında izin almadan fotoğraf kullanan bir votka firmasına dava açtı. Davanın nedenini, “Che’nin uğrunda öldüğü görüşleri destekleyen biri olarak, bu fotoğrafın onun anısını yaşatmaya ve dünyadaki sosyal adaleti sağlamaya çalışanların kullanmasına karşı değilim, fakat alkol gibi ticari nesnelerin reklamını yapmak için Che’nin şöhretini kullananların kategorik olarak karşısındayım” diye açıklayan Korda, “Eğer Che yaşasaydı o da aynısını yapardı” diyerek kazandığı 50.000 doları Küba Sağlık Sistemi’ne bağışladı. Korda, devrimden sonra 10 yıl boyunca Fideal Castro’nun kişisel fotoğrafçılığını yaptı. 2001 yılında Paris’te kalp krizi sonucu öldü.